Examples of using "Umiem" in a sentence and their turkish translations:
Sevebilirim.
- Ben yüzemem.
- Yüzemem.
Uçamam.
Böcek yiyebilirim.
Şarkı söyleyemem.
Çince konuşabilirim.
Nasıl araba sürüleceğini bilmiyorum.
- Tenis oynayabilirim.
- Ben tenis oynayabilirim.
- Tenis oynamasını biliyorum.
Tadı ayırt edebilemem.
Hızlı şekilde çalıştırabilirim.
Bisiklet sürebilirim.
Ben de bir ata binebilirim.
Onu çok iyi biliyorum.
Ben iyi yüzemem.
O bana dikiş dikip dikemediğimi sordu.
- Bunu tek başıma yapamam.
- Onu kendim yapamam.
Ben de dans edemem.
Zaten Çince yazabiliyorum.
Ben iyi dans edebilirim.
Elimden geldiği kadar onu sana açıklamaya çalışacağım.
Ben onu biraz anlıyorum ama konuşamıyorum.
Çok iyi şekilde tenis oynayamam.
Bu benim çeviremediğim cümle.
İngilizceyi seviyorum ama iyi konuşamıyorum.
Başka bir şey yapmayı hayal bile edemiyorum.
Erkek kardeşimin aksine, ben yüzemem.
Şu anda açıklayamam.
Sana olan duygularımı saklayamam.
Ne kadar süreceğini sana tam olarak söyleyemem.
Bana İngilizce konuşup konuşamadığımı sordu.
Denize atlayamam. Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
Onu nasıl yapacağımı sana söyleyemem.
Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Tom kadar iyi tenis oynayamam.
Tom'un şimdi ne hissettiğini hayal bile edemiyorum.
Konuşabildiğim tek yabancı dil Fransızca.
Bu bloğa nasıl yorum postalayacağımı anlayamıyorum.
Bizi ziyaret etmek için gelişine ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
Ben bu problemi çözemem. Benim için fazla zor.
Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı anlamıyorum.
Her şey çok hızlı oldu, gerçekten açıklayamam.
Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.
O filmi iki kez görmek isteyen birini hayal bile edemiyorum.
Birçok insanın bu kitabı birden çok kez okumak isteyeceğini düşünemiyorum.
Bu valizi nasıl açacağımı bilmiyorum.
Keşke Tom kadar iyi şarkı söyleyebilsem.
Postaladığım şeyi nasıl iptal edeceğimi anlayamıyorum.
Keşke Tom kadar iyi şarkı söyleyebilsem.