Examples of using "Tak”" in a sentence and their turkish translations:
Öyle inanıyorum.
Evet. Ben de öyle düşünüyorum.
Bunun cevabı evet.
Evet!
Ben çok mutsuzdum.
- Ben öyle düşünüyorum.
- Sanırım öyle.
Ya da böyle.
Olan şey şuydu,
Onu yapabilir misin?
Evet, iki tane.
Evet, bazen.
Evet, ben ağlıyorum.
Biz de onu böyle seviyoruz.
Evet, memnuniyetle.
O benim tahminimdi.
güvene ihtiyacımız var.
Sanırım öyle.
Evet, bunu biliyorum.
Haa tamam.
Evet.
Ben öyle yaptım.
Evet, birazcık.
Evet, lütfen.
Evet, elbette.
Ben öyle düşünüyorum.
Onu yapacağım.
Evet?
Şöyle ya da böyle bir fikrim yok.
Hissettiğim o değil.
Bu kadar kızma.
Tıpkı Amerikalıların Beyzbolu sevdiği gibi, İngilizler kriketi severler.
zamana ve çağa uymak ayak uydurmak için
Aldım da.
Evet, bir alabalık!
Evet, bakın, siyah.
Evet, bakın, siyah!
Böyle bir şey oluyor.
Evet efendim.
Evet, işte.
Evet, hem de her biri.
Evet, hem de her biri.
O zaten Evet dedi.
"Sen yemek yedin mi?" "Evet, yedim"
Evet mi, hayır mı?
- Durum böyle değil.
- O, kanıt değildir.
- Olay bu değil.
Evet, gidebiliriz.
- Öyle söyleme.
- Öyle konuşma.
O böyle başladı.
Kendin öyle söyledin.
Çok memnun oldum.
Çok güzel görünüyorsun.
Cidden düşündüğün bu mu?
Herkes öyle söyledi.
Bu öyle olmalı.
Onlar bana öyle söyledi.
Lütfen 'evet' de!
- Evet, anlıyorum. Teşekkür ederim.
- Evet, anlıyorum. Teşekkürler.
Siz Almansınız, değil mi?
Eğer öyle diyorsan.
Evet, o doğru.
Ona göre, evet.
ne demek istediğimi anlarsınız.
"Ben mi?" "Evet, sen!"
Ben çok açtım.
Evet, ne kadar bunlar?
Evet.
Evet, o Anthony.
Her zaman böyle olmuştur.
Çok üzgünüz.
Çok fazla şey var.
Öyle olduğunu düşünmüyoruz.
Bu o kadar geç mi?
- Evet derdim.
- Ben evet derdim.
Aynı fikirdeyim.
Onların her zaman söylediği budur.
Öyle söylemedin.
Ben de öyle düşündüm.
Evet, benim sigortam var.
- Varsın öyle olsun.
- Olsun.
Frengiyi bu şekilde yaydık.
Öyle konuşma.
Herkes öyle düşünüyor.
Şey, bu tam olarak doğru değil.
- Geleceği varsa göreceği de var.
- İnsan ektiğini biçer.
“Seyahat etmeyi sever misin?” “Evet.”