Examples of using "Przypadek" in a sentence and their turkish translations:
Bu apaçık bir durumdur.
Bu aşırı bir durum.
Bu bir tesadüf mü?
Bu bir tesadüf değil.
Tesadüfe inanmıyorum.
Kaza eseri mi oldu yoksa kasıtlı mıydı?
Melanie yanlışlıkla bir sinek öldürdü.
Tom yanlışlıkla perdeyi ateşe verdi.
Onunla mağazada tesadüfen tanıştım.
Tesadüf diye bir şey yoktur.
Dün havaalanında şans eseri onunla karşılaştım.
Yıllar sonra şans eseri ona caddede rastladım.
Bu durumda benim için alarm çanları çaldı,
Okulda su çiçeği ile ilgili sadece bir vaka vardı.
Bu bir tesadüf olmalı.
Ben bunun bir tesadüf olduğuna eminim.
Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen bir tesadüftü.
- Bu benim en sevdiğim konu.
- Bu en sevdiğim ders.
Bunun bir kaza olduğuna inanmıyorum.
Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.