Examples of using "Czegoś" in a sentence and their turkish translations:
- Bir şey mi arıyorsunuz?
- Bir şey mi arıyorsun?
Bir şeyi tutmaya çalış.
Bir şey eksik.
Bir şeye ihtiyacın var mı?
- Herhangi bir şeye dokundun mu?
- Herhangi bir şeye dokundunuz mu?
Bir şey unuttum.
Şunu da öğrendik ki,
Biz yeni bir şey istiyoruz.
Başka bir şey deneyelim.
Tom bir şey arıyor.
Başka bir şey bekliyor muydun?
Hepimiz bir şey isteriz.
Bir şey istiyor musunuz?
Daha küçük bir şeye ihtiyacım var.
- Herkes bir şey ister.
- Herkes bir şey istiyor.
Tom'un bir şeye ihtiyacı var.
Bir şey eksik mi?
Pratik bir şeye ihtiyacın var.
- Bir şeylere tutun.
- Bir yere tutun.
Böyle bir şeyi asla yapmazdım.
- Asla öyle bir şey görmedim.
- Hiç böyle bir şey görmedim.
Burada öğrenilecek bir şey var.
Daha ucuz bir şeyin var mı?
O bir şey yapmakla meşgul.
Yeni bir şey denemek istiyorum.
Bir şey unuttum. Hemen döneceğim.
Birinin bir şeye ihtiyacı var mı?
Tom bir şeyden korktu.
Bir şey içmek ister misin?
Bir içki kullanabilirim.
Odada bir şey unuttum.
Kasabada bir şey kiralamayı düşünüyordum.
Bir beyefendi böyle bir şey yapmazdı.
Asla böyle bir şey görmedim.
İçecek bir şeye ihtiyacı var.
Sıcak bir şey içmek istiyorum.
Kendimi yararlı yapmak istiyorum.
- Böyle bir şeyi asla görmedim.
- Böyle bir şeyi hiç görmedim.
Sincap cevizi gibi bir şeyler falan da olur.
Hiç böyle bir şey görmedim.
Böyle bir şey söylemiş olamaz.
Bir şey kapıyı sıkıştırıyor.
Bir şeyler deneyelim!
Bu kadar güzel bir şey hiç görmedim.
Şans diye bir şey yoktur.
Bir Japon asla böyle bir şey yapmaz.
Böyle bir şeyi satın almamalıydım.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
Bir şey arıyordum ama onu bulamadım.
Tesadüf diye bir şey yoktur.
Öngörülemeyen, beklenmeyen ve bilinmeyen için,
alt düzey, adi suçlara bir geçiş olarak algılandı.
Mary asla böyle bir şey yapmaz.
İyi bir klişe diye bir şey yoktur.
Sanırım bizden bir şey gizliyor.
Tom hiç böyle bir şey yapmaz.
yol açtığını söyleyebilirim.
uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:
Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.
O bir beyefendi. O böyle bir şey söylemiş olamaz.
Bir içki ister misin?
Tom'u gerçekten aptalca bir şey yapmasını durdurmayı deniyorum.
Bence değerli olan şeye odaklanmamız gerektiği fikri,
Tom bir seçici yiyicidir nadiren yeni bir şey dener.
Ama külot gibi bir şey, olmasa da olur.
Biz bir şey bulur bulmaz onunla irtibat kuracağız.
Torunlar, bazı şeylerin, çocuk sahibi olmaktan geldiğinin kanıtıdır.
Ve bu kendinizi mutlu etmekten daha büyük bir şey yapmak için uğraşmanız demek,
Yiyecek bir şey almalıyım.
Yere düşmüş yiyeceği yemek güvenli mi?
Ya da bu halatı kullanarak bağlayacak bir şey bulup onunla aşağı inebiliriz.
- Kolla kendini.
- Sıkı dur.
Elimizde olanı mı yiyelim, yoksa daha doyurucu bir şey mi arayalım?
Ücretsiz öğle yemeği yok.
Kısa sürede yiyecek bir şey almazsak, hepimiz açlıktan öleceğiz.
Tom yapacak daha iyi bir şey olmadığı için, uzun bir yürüyüşe çıkmaya karar verdi.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım.
İstemediğim bir şeyi yapmam için bana baskı yapılmayacak.