Examples of using "Przyjedzie" in a sentence and their turkish translations:
Tren gelmek üzere.
O, muhtemelen gelmeyecek.
Tren yirmi dakika geç kalacak.
Tom bu gece beni alacak.
John'un geleceğini umuyorum.
Tom gelene kadar ben sadece burada bekleyeceğim.
Bildiğim kadarıyla arabayla geliyor.
Amcam yarın bizi görmeye gelecek.
İlk olarak kimin geleceğini söyleyemem.
- Tom ne zaman Boston'a varacak?
- Tom Boston'a ne zaman varacak?
Mary'nin ne zaman geleceği konusunda Tom'un hiçbir fikri yok.
Tom Mary'nin ne zaman geleceğini kesin olarak bilmiyordu.
Onun trenle ya da arabayla gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Tom Mary'nin gelecek hafta geleceğini umuyor.