Examples of using "Nadzieję" in a sentence and their turkish translations:
- İnşallah.
- Umarım.
- Umuyorum.
- Ümit ederim.
- Ümit ediyorum.
- O tüm umudunu kaybetti.
- O bütün umutlarını kaybetti.
- İnşallah!
- Umarım!
Umudum bu yönde.
Katıldığını umuyorum.
Fikrini değiştirdiğini umuyorum.
Umarım Tom istifa eder.
Yaşayacağımızı umuyorum.
Umarım hepiniz anlarsınız.
Bütün yapabileceğimiz ümit etmektir.
- Ne satın almayı umuyorsun?
- Satın almayı umduğun nedir?
Umarım iyileşecektir.
Umarım seni uyandırmadım.
Tom'un geleceğini umuyorum.
Umarım sen de mutlusundur.
Umarım bugün yağmur yağar.
Umarım sizi şuna ikna etmişimdir;
Onun desteğini alacağını umuyorum.
İnşallah çabuk iyileşirsin.
Onun güvende olduğunu umuyorum.
Onun doğru olduğuna inanıyorum.
Buna değer olduğunu umuyorum.
Umarım bölmüyorumdur.
Senin güvenli olduğunu umuyorum.
Tom'un kazanacağını umuyorum.
John'un geleceğini umuyorum.
Umarım o beni dinler.
Ben onun doğru olduğunu umuyorum.
Umarım bunu takdir ederler.
Tom'un dinlediğini umuyorum.
Umarım yardım edebilirsin.
Onun ölmeyeceğini umuyorum.
Sözleri bana umut verdi.
Umarım yağmur yağar.
Tom'un bildiğini umuyorum.
Bunu anladığını umuyorum.
Umarım açlıktan ölmezsin.
Onun bunu gördüğünü umuyorum.
Orada seninle karşılaşmayı ummuştum.
- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.
Onunla orada tanışmış olmayı ummuştum.
Onun yakında iyileşeceğini umuyorum.
İnşallah çabuk karar verirsin.
- Umarım ondan hoşlanırsın.
- Ondan hoşlanacağını umuyorum.
Herkesin güvenli bir şekilde vardığını umuyorum.
Onun hasta olmadığını umuyorum.
Bir hata yapmadığınızı umalım.
Tom'un dikkatli olduğunu umuyorum.
Kimseyi kırmadığımı umuyorum.
Umarım bunu yapabilirim.
Sizi tekrar görmeyi umuyorum.
Seni sıkmadığımı umuyorum.
Onun Tom olmadığını umuyorum.
Umarım hava güzel olur.
Tom'un haklı olduğunu umuyorum.
Umarım onu bilirsin.
Umarım bu yeri seversin.
Umarım seni uyandırmamışızdır.
Umarım Tom hasta olmaz.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.
Tom'un araba sürmediğini umuyorum.
Onun hayal kırıklığına uğramayacağını umuyorum.
Tom'un geldiğini umuyorum.
Başaracağınızı umuyorum.
Rus askerleri gittikçe daha fazla umut kaybetti.
Yediğin şeyin sağlıklı olduğunu umut ediyorum.
Umarım iş bitmiştir.
Umarım hiçbir şeyi karıştırmadım.
Umarım sıradaki değilimdir.
Umarım korkmazsın.
Umarım benim yakaladığımdan daha fazla balık yakaladın.
Tanrım, umarım doğru karardır.
Umarım bunun sizin seçiminiz olduğunu unutmamışsınızdır.
Umarım bunun sizin seçiminiz olduğunu unutmamışsınızdır.
böceklerin ışığa gelmesini ummak olduğunu düşünüyorsunuz demek?
Gelecek sefer Nara'yı ziyaret etmeyi umuyorum.
İnşallah çabalarınız meyvesini verecektir.
Yarın havanın açık olacağını ümit ediyorum.
İnşallah harika bir doğum günü geçirirsin.
O, Paris'i ziyaret edeceğini umuyor.
- Ben güvenli bir yerde olduğunu umuyorum.
- Umarım güvenli bir yerdesindir.
Hâlâ arkadaş olabileceğimizi umuyorum.
Umarız Tom haklıdır.
Tom'un çok mutlu olacağını umuyorum.
Ben biraz daha kullanışlı bir şey umuyordum.
O yurt dışına gitmeyi umuyor.
Hiç sorun olmayacağını umuyorum.
Tom'un ne yaptığını bildiğini umuyorum.
Umarım burada rahat edersin.
Tom'un onu tamir edebileceğini umuyorum.
Tom Mary'nin gerçeği söylediğini umuyordu.
İyi bir gece uykusu uyuduğunu umuyorum.
Tom'un partide olacağını umuyorum.
Umarım yarın yağmur yağmayacak.
Geldiğimizi bilmediklerini umalım.