Translation of "Praca" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Praca" in a sentence and their turkish translations:

To praca.

O iştir.

Praca wyzwala.

- Çalışmak özgür kılar.
- Çalışma sizi özgür kılacak.

To wymarzona praca.

- Bu ideal bir iş.
- Bu hayalimdeki iş.

To moja praca.

Bu benim işim.

Dobra decyzja! Ciężka praca.

İyi karardı! Zor iş.

- Jak idzie praca? - Idzie.

-İnşaat nasıl gidiyor? -İyi gidiyor.

Taka praca wymaga przerw,

Fizik ödevlerinde ara vermeniz gerekir,

To jest nasza praca.

O bizim işimiz.

To jest ich praca.

Bu onların işi.

Jak tam nowa praca?

Yeni iş nasıl?

To ciężka, ale piękna praca

Çalışmak, sıkı çalışmak,

Praca przed kamerą zużywa energię.

Enerjinizin hep yüksek olması gerekiyor.

Nauka angielskiego to ciężka praca.

İngilizce öğrenmek zor bir iştir.

To była jej pierwsza praca.

O onun ilk işiydi.

Pranie ubrań to moja praca.

Çamaşır yıkamak benim işimdir.

Ochrona Toma to moja praca.

Tom'u korumak benim görevim.

To była naprawdę trudna praca.

O gerçekten zor bir işti.

Moja praca to zmywanie naczyń.

Benim işim bulaşık yıkamaktır.

To jest bardzo ciężka praca.

Bu çok zor bir iş.

To nie jest moja praca.

- Bu benim işim değil.
- O benim işim değil.

Moja praca jest bardzo ważna.

İşim çok önemlidir.

Moja praca właśnie się zaczyna.

İşim henüz başlıyor.

Moja praca nie pomogłaby społeczeństwu,

ve topluma faydalı da olamazdım.

Praca w pojedynkę nie cieszy.

Yalnız çalışmak hiç eğlenceli değil.

Moja praca jest prawie skończona.

İşim hemen hemen bitti.

Jego praca polega na myciu samochodów.

Onun işi arabaları yıkamaktır.

Moja praca jest warta wiele więcej.

İşim birçok kez daha değer.

Nasza praca nigdy się nie kończy.

Bizim işimiz asla bitmez.

Jej praca jest lepsza od mojej.

Onun işi benimkinden daha iyi.

Praca w finansach byłaby dobrze płatna.

Finans merkezini takip etmenin iyi para kazandıran bir iş olduğunu biliyordum

Z pewność była to wartościowa praca.

elbette bu çok değerli bir kariyer olurdu

Mam nadzieję, że praca jest skończona.

Umarım iş bitmiştir.

Jego praca nie ma sobie równych.

Onun işi mukayese edilemez.

Praca jest czymś, co pochodzi z głowy,

İş sadece insan eseri;

Naprawdę chcę, żeby ta praca była skończona.

Gerçekten bu işi yaptırmak istiyorum.

Praca nie zawsze zaczyna się o 9.

İş her zaman dokuzda başlamaz.

Ta praca musi być skończona do poniedziałku.

- Bu iş Pazartesiye kadar bitirilmeli.
- Bu iş pazartesiye kadar bitirilmiş olmak zorunda.

Twoja praca nie w pełni mnie satysfakcjonuje.

İşiniz tamamen tatmin edici değil.

Jak Ci się podoba Twoja nowa praca?

Yeni işin hakkında ne düşünüyorsun?

Tom nie wie jaka jest praca domowa.

Tom ev ödevinin ne olduğunu bilmiyor.

Latanie pod silny wiatr to bardzo ciężka praca.

Güçlü bir rüzgara karşı uçmak çok zordur.

Moja praca w szkole była znacznie powyżej średniej.

Okuldaki işim ortalamanın oldukça üzerindeydi.

Wciąż uważasz, że ta praca ci się spodoba?

İşi istediğini hâlâ düşünüyor musun?

Dla niej praca i rodzina to były synonimy.

Onun için, iş ve aile eşanlamlıydı.

Praca na Arktyce jest bardzo ciężka, nawet dla robota.

Kuzey Kutbu'nda görev yapmak çok zor, bir robot için bile.

Praca wyglądała na całkiem prostą, lecz zajęła mi tydzień.

İş oldukça basit görünüyordu, ama benim bir haftamı aldı.

Jestem pewien, że Tomowi spodoba się jego nowa praca.

- Tom'un yeni işini seveceğinden eminim.
- Eminim Tom yeni işini sevecek.

Może się wydawać, że praca zdalna to raj dla introwertyka:

Uzaktan çalışmanın içine kapanık insanların rüyası sanabilirsiniz.

Ale twierdzę, że praca z ONZ może doprowadzić do sukcesu.

ancak BM ile çalışmanın başarıya götüreceğini söyleyebilirim.

Za dnia jest wielu pomocników, ale nocą praca nie ustaje.

Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.

- Jej praca polega na myciu naczyń.
- Ona pracuje na zmywaku.

Onun işi bulaşık yıkamaktır.

Ta praca nie była szczególnie ciekawa. Jednakże, pensja była dobra.

O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.

Wadą jest to, jak głęboko praca ingeruje w moje życie prywatne.

İşin kötü tarafı, mesleğimin ve özel hayatımın bu derece birbirine karışıyor olması.

- To nie jest robota dla amatora.
- To nie jest praca dla amatora.

Bu, amatör için olan bir iş değildir.

W praniu może się okazać, że dana praca nie jest dla ciebie wartościowa.

başarısız olabilirsiniz, mesela işinizi anlamsız buluyor olabilirsiniz.

Ekolog jest na niebezpiecznej misji. Śledzi miejsca pojawienia się cichych łowców. Jego praca ma swoją cenę.

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.