Translation of "Pomaga" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Pomaga" in a sentence and their turkish translations:

pomaga złagodzić ból

ama acıyı azaltıyor.

On mi pomaga.

O bana yardım ediyor.

To naprawdę pomaga.

O çok yardımcı olur.

Ale przynajmniej to pomaga.

Ama en azından işe yarıyor.

Kto pomaga twej matce?

Annene kim yardım eder?

Dlaczego Tom nam pomaga?

Neden Tom bize yardım ediyor?

Tom często pomaga innym.

Tom sık sık başkalarına yardım eder.

Czy Tom pomaga Mary?

Tom Mary'ye yardım ediyor mu?

To naprawdę nam pomaga.

Bu bize çok yardımcı olur.

To pomaga nam wszystkim.

Bu hepimize yardımcı olur.

Śmiech pomaga uśmierzyć ból.

Kahkaha ağrının hafiflemesine yardım eder.

Mary pomaga swojej matce.

Mary annesine yardım ediyor.

pomaga zapobiec wyginięciu zasobów rybnych

balık stoklarında çöküşü önlemeye yardımcı oluyor

Łąkotka pomaga stabilizować staw kolanowy

Menisküs, dizleri dengede tutmaya yarar,

Nos pomaga mu znaleźć pożywienie.

Yemeği de burnuyla bulur.

Żona pomaga mi budować drogi.

Karım yol yapımında bana yardım ediyor.

Tom właśnie pomaga swojej żonie.

Tom karısına yardım ediyor.

Dlaczego nikt nie pomaga Tomowi?

Neden kimse Tom'a yardım etmiyor?

Handel pomaga narodom rozwinąć się.

Ticaret milletlerin gelişmesine yardım eder.

Pomaga nam zrozumieć świat wokół nas.

Etrafımızdaki dünyayı anlamamıza yardım eden şey.

Światło pełni księżyca pomaga gepardom polować.

Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.

Pomaga zrozumieć procesy zachodzące w świecie.

Dünyamızdaki gerçek süreçleri anlamamıza yardım edebilirler.

Tom pomaga myć okna swojej mamie.

Tom annesinin pencereleri yıkamasına yardım ediyor.

Pomaga zrozumieć, że osoby wokół nas

Çevrenizdeki insanların yalnızca iş arkadaşı,

Nasze biuro pomaga uczniom w osobistych problemach.

Ofisimiz kişisel problemleri olan öğrencilere yardımcı olur.

Znacznie pomaga brak barier między tobą a środowiskiem.

o ortamla aranda hiçbir engel bulunmaması çok yardımcı oluyor.

Pomaga nie tylko nam, ale też tym wokół nas.

yalnızca size değil çevrenizdeki insanlara da yardım eder.

Ale ten nikły blask nie pomaga zwierzętom szukającym pożywienia na ziemi.

Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.

Która nie tylko pomaga się skoncentrować, ale też wspomaga pracę mózgu.

beyin gücümüzü de çoğaltan bir kimyasal olan serotonini salgılar.

Spróbuj czasem medytować przez kilka minut dziennie. Bardzo mi to pomaga, naprawdę.

Arada bir, günde birkaç dakika meditasyon yapmayı dene. Dürüst olmak gerekirse, bu bana çok yardımcı oluyor.

Nawet tupot odnóży termita. Ten potajemny tryb życia pomaga mu też unikać drapieżników.

Akkarınca ayaklarının tıkırtılarını bile. Bu gizli hayat tarzı başka yırtıcılardan saklanmasını da sağlar.

Ale nie tylko to. Pomaga to również wielu Szwajcarom na zakładanie własnych firm.

Bununla bitmiyor. Bu durum ayrıca İsviçre vatandaşlarının iş başlatmaya yardımcı oluyor.

że potrafią wykryć jedną cząsteczkę feromonu pośród milionów. Zygzakowaty lot pomaga wyznaczyć jej pozycję.

milyonlarcasının arasından tek bir feromon molekülünü tespit edebiliyor. Zikzak çizerek dişinin yerini daha iyi belirliyor.