Translation of "Ból" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Ból" in a sentence and their turkish translations:

Ból.

Acı.

Ból minął.

Ağrı gitti.

Pomaga złagodzić ból

ama acıyı azaltıyor.

Ból był nieznośny.

Acı dayanılmazdı.

Ból był straszny.

Ağrı korkunçtu.

Wtedy poczułem prawdziwy ból.

İşte acıyı o an hissettim...

Mam okropny ból głowy.

Kötü bir baş ağrım var.

Ból w zasadzie ustąpił.

Ağrının çoğu geçti.

Ból w końcu przejdzie.

Ağrı sonunda bitecek.

Tom ma ból brzucha.

Tom'un midesi ağrıyor.

Ból nieco się zmniejszył.

Acı biraz azaldı.

To tylko ból głowy.

Bu sadece bir baş ağrısı.

Śmiech pomaga uśmierzyć ból.

Kahkaha ağrının hafiflemesine yardım eder.

Poczuła palący, niezwykle intensywny ból.

Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.

Ręka puchnie i ból wraca.

elim şişer ve acı geri dönerdi.

Czujemy ból i odsuwamy się.

Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz.

W obliczu niesprawiedliwości czujemy ból.

Adaletsizliği algıladığımızdaysa acı hissediyoruz,

Ból jest nie do wytrzymania.

Ağrı dayanılmaz.

Tom narzekał na ból pleców.

Tom sırt ağrısından şikâyet ediyordu.

Tom cierpi na ból zęba.

Tom diş ağrısı çekiyor.

Poczuła w piersi ostry ból.

Göğsünde keskin bir acı hissetti.

Tom narzekał na ból głowy.

- Tom bir baş ağrısından şikayet etti.
- Tom bir baş ağrısından yakındı.

Czy masz coś na ból głowy?

Baş ağrısını hafifletecek bir şeyin var mı?

Ból był dlań nie do zniesienia.

Ağrı onun dayanabileceğinden daha fazlaydı.

Na ból głowy weź dwie aspiryny.

Baş ağrısı için iki aspirin al.

Poczuł gwałtowny ból w klatce piersiowej.

Göğsünde akut bir ağrı hissetti.

Chyba niemożliwe, by rośliny odczuwały ból.

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.

Tom poczuł ostry ból w żołądku.

Tom midesinde keskin bir ağrı hissetti.

Ból jest zbyt wielki do zniesienia.

Ağrı dayanılmayacak kadar fazladır.

Tom wygląda, jakby miał ból głowy.

Tom başı ağrıyor gibi görünüyor.

Zaczęłam sięgać po jedzenie, żeby znieczulić ból.

Acımı baskılaması için yiyeceklere başvurdum.

Ból straty dziecka jest nie do opisania.

Bir çocuğu kaybetmenin acısı tarif edilemez.

Ten lek jest dobry na ból głowy.

Bu ilaç baş ağrıları için iyidir.

Pierwsze objawy choroby to gorączka i ból gardła.

Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.

To oczywiste, skąd się wziął twój ból brzucha.

Midenin niçin ağrıdığı belli.

Ból po utracie rodziny doprowadził go do samobójstwa.

Ailesini kaybetme acısı onu intihara götürdü.

Ale uważam, że ból i cierpienie uczą ludzi więcej

ama insan acılardan ve zorluklardan, zaferlere ve kolay şeylere kıyasla

Jego ciało może blokować ból wywołany przez najgroźniejsze toksyny skorpionów.

Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.

Badania pokazały, że może hamować rozrost raka i uśmierzać ból lepiej niż morfina.

Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.

- Obawiam się, że musisz nauczyć się żyć z bólem.
- Niestety, musisz nauczyć się znosić ból.

Korkarım acıyla yaşamayı öğrenmen gerekecek.