Examples of using "Płynie" in a sentence and their turkish translations:
Her şey akıp gidiyor.
Seine Paris boyunca akar.
Su köprünün altından akar.
Bu tekne ormandan gider.
köşeden gelmesini izlerken
Londra'dan akan nehir Thames'tir.
Orada yüzen o çocuk kim?
"Fransızca dili akar." "Evet, bir ishalin aktığı gibi."
Aniden bizim yolumuzda yüzen bir köpekbalığı gördük.
Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.
Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
Onların kanı, bir çoğumuzda gezdiği gibi bende de geziyor.