Examples of using "Pod" in a sentence and their turkish translations:
Her şeyi kontrol altına aldım.
Gecenin karanlığında...
O, bir ağacın altında oturuyordu.
Masanın altına baktın mı?
Nereye adım attığına bak.
O, sandalyenin altında.
O bir ağacın altında uyudu.
- Bir ağacın altında duruyorum.
- Bir ağacın altında dayanıyorum.
Çift kol kola yürüyordu.
Yatağın altında bir kedi var.
Onun yatağı duvarın yanında.
Bak kanepenin altında ne buldum?
yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur
Bakın, bunun altında bir şey var.
Bakın, bunun altında bir şey var.
Uzun süredir su altında olduğumdan,
Bir ağacın altına sığındık.
Su köprünün altından akar.
Tom duşta.
Masanın altında bir kurabiye var.
O, sandalyenin altında.
Yatağın altına saklandım.
Metrolar yerin altında gider.
Kolunun altında kitaplarını tutuyor.
Onu masanın altında bıraktılar.
Bol miktarda yiyeceğimiz var.
Ben baskı altında iyi çalışmam.
Her şey kontrolüm altında.
Sandalyeler ağacın altında.
Tom masanın altına baktı.
Onu dikkate alacağız.
Ben etkilenmedim.
Sevenler kol kola yürüyordu.
Güneş'in altında yeni bir şey yok.
Neden ofisin ortasında oturuyorsun?
- Ben masanın altına saklandım.
- Masanın altına saklandım.
Mırıldanıyorsun.
- Etkilenmedin mi?
- Etkilenmediniz mi?
Tom evine kadar yürüdü.
Masanın altında bir kedi var.
Yatağın altında bir hamamböceği var!
Ağacın altında bank var.
Sakın kımıldamayın.
Bakalım altında ne var? Yok.
Gerçekten de her yönden daha güvenli bir hâle geldik.
toprağı kazmaya başladıktan sonra
Tom masanın altına saklandı.
Siyah bir kedi masanın altındaydı.
Birçok yönden bana benzerdi.
Masanın altında bazı kurabiyeler var.
Onun müziğinden etkilendim.
Yer altında alışveriş bölgesi var.
Tom yatak altına saklıyor.
Burada her şeyi kontrol altına aldık.
O beni kanadı altına aldı.
Tom'un çalışmasından etkilendim.
Üç gün durmadan yağmur yağdı.
Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.
İşinizden çok etkilendim.
Köprünün altı çok karanlıktı.
Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.
Şimdi işleri kontrol altına aldım.
Tom tiyatronun önünde kendi el yazısıyla imza atıyordu.
- Etkileneceğini düşünüyorum.
- Etkileneceğinizi düşünüyorum.
Tom yatağın altında süründü.
Tom yatağının altına emekledi.
Babam ve annem bir ağacın altında oturuyorlardı.
O, her anlamda mükemmel.
Tom etkilenmiyordu.
Erkek kardeşlerim ağacın altındadırlar.
Ken kamp yapmayı sever.
Sandalyenin altında bir çift eldiven buldum.
Kasım ayı sonlarında, Onlar Finlandiya'ya saldırdılar.
Bunu göz önüne almak zorundasın.
Heyecanlı mısın?
Şemsiyemin altına gir.
O, çocuklarını teyzesinin bakımında bıraktı.
Buz ağırlığın altında çatladı.
ameliyatlarını anestezi ile birlikte geçirmeyi tercih eder.
Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.
Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.
Buzun altında ana kayalar olur.
"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.
ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.
Programı dikkate almalıydık.
Kanepenin altında bir TV uzaktan kumandası var.
Ben en iyi baskı altında çalışırım.
O, baş ağrısını erken ayrılmanın mazereti olarak kullandı.
Sandalyenin altındaki eldivenleri buldum.
Masanın altında küçük kahverengi bir köpek var.
O sorun görüşülüyor.
Tom silahını yastığının altına koydu.
Birçok etken düşünülmelidir.
O bir kilise faresi kadar yoksuldur.
Kanapenin altını kontrol etmen gerektiğini düşünüyorum.
Tom çitin altında sürünmeye çalıştı.
Tom, aradığı şeyi masanın altında buldu.
Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.
Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla.