Translation of "Johna" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Johna" in a sentence and their turkish translations:

To jabłko Johna.

O John'un elması.

Wytłumaczenie Johna było proste:

John'un gerekçesi şuydu:

Wybraliśmy Johna jako kapitana.

- John'u kaptan olarak seçtik.
- Biz kaptan olarak John'u seçtik.

Znam Johna od 1976.

- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.

Tom został współlokatorem Johna.

Tom John'un oda arkadaşı oldu.

Tom uderzył Johna w żołądek.

Tom John'un midesine yumruk attı.

Ona podziwia Johna za odwagę.

O cesareti için John'a hayrandır.

Znam Johna od 1976 roku.

- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.

Perfekcjonizm Johna, jego rygorystyczna etyka pracy

Gördüğünüz gibi onun mükemmeliyetçiliği ve katı çalışma etiği

Pojechaliśmy z bratem odprowadzić Johna na lotnisko.

Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik.

Tom i Mary byli na pogrzebie Johna.

Tom ve Mary, John'un cenazesindeydiler.

Tom i Mary są wściekli na Johna.

Tom ve Mary, John'a çok kızgınlar.

Nauczyciel wezwał Johna na dywanik za opuszczanie lekcji.

Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.

Mary niespodziewanie napotkała Johna w drodze do domu.

Mary eve giderken beklenmedik bir biçimde John'a rastladı.

Spotkałem Mary i Johna, kiedy byłem w Londynie.

Londra'dayken Mary ve John'a rastladım.

Tom pokazał się na weselu Johna i Mary.

Tom John ve Mary'nin düğününe geldi.

Tom zawsze się zastanawiał, dlaczego Mary nienawidzi Johna.

Tom Mary'nin neden John'da nefret ettiğini her zaman merak etti.

Tom poprosił Mary, by kupiła prezent dla Johna.

Tom Mary'nin John için bir hediye almasını istedi.

Tom powiedział Marii, że widział Johna w styczniu.

Tom Mary'ye ocak ayında John'u gördüğünü söyledi.

Tom przestał płakać, jak tylko zobaczył Mary i Johna.

Tom Mary ve John'u görür görmez ağlamayı durdurdu.

Tom poprosił Mary o przypomnienie, żeby zadzwonił rano do Johna.

Tom Mary'nin sabahleyin John'u aramasını hatırlatmasını istedi.

Najwyraźniej Tom nie chciał iść na wesele Johna i Mary.

Görünüşe bakılırsa, Tom, Mary ve John'un düğününe gitmek istemiyordu.

Tom był trochę zaskoczony, gdy zobaczył Mary i Johna całujących się.

Tom Mary ve John'un öpüştüğünü gördüğünde biraz şaşırmıştı.

Matka Johna wygląda bardzo młodo, więc często jest brana za jego starszą siostrę.

John'un annesi çok genç görünüyor, bu yüzden o sık sık onun ablasıyla karıştırır.