Examples of using "Działać" in a sentence and their turkish translations:
Harekete geçmeli.
Çalışmaya başlıyor.
Çabuk olmamız gerekir.
Bu çalışmalı.
Tom harekete geçmek istiyor.
Şimdi çalışacak.
İşlemci çalışmayı durdurdu.
Radyo çalışmaz.
O işe yaramayacak.
Televizyonum bozuldu.
Ama ona karşı yapabileceğimiz bir şey var.
bir Bluetooth cihazı ile donatılmış,
Durumu değerlendirdi ve derhal harekete geçti.
Bilgisayar otomatik sistem güncellemeden sonra çalışmayı durdurdu.
Ama hareket hâlinde olduğumuzdan, hızlı davranmak zorundayız!
...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.
Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.
Daha çok para kazanmayı sağlayacak şeyler yapıp yapmayacağınızı seçiyorsunuz.
Isırdıktan birkaç dakika sonra denizkestanesinin zehri devreye giriyor.
sonra onlar vakfı yönetecek, okulu destekleyecek ve proje devam edecek
ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.
Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.
Panzehiri güvenli şekilde almak için doğuya gitmeli ve hızlıca ilerlemeliyiz.
Tatoeba'yı daha iyi bir internet sitesi yapmak için birlikte çalışmalıyız.