Translation of "Szybko" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Szybko" in a sentence and their turkish translations:

- Wróć szybko.
- Wracaj szybko.
- Wróćcie szybko.

- Hemen dön.
- Çabuk dön.

Szybko!

Çabuk!

Szybko! Dana!

Hadi. Dana!

Jedziemy szybko!

Hızlı gidiyoruz!

Szybko! Hej!

Tamam, gitmeliyiz! Hey!

Szybko, pomocy!

Acele edin, yardım edin.

Przyjdź szybko!

Çabuk gel!

Szybko rosnę.

Hızlı büyüyorum.

Szybko wyzdrowiał.

- Çabuk toparlandı.
- Hızla iyileşti.

Mówiła szybko.

O, hızlı şekilde konuştu.

Mówię szybko.

Ben hızlı konuşurum.

Chodź szybko!

Çabuk gel.

Mówi szybko.

O hızlı konuşur.

- Szybko!
- Prędko!

Çabucak!

- Mam szybko rosnący zarost.
- Moja broda szybko rośnie.

Sakalım çabuk büyüyor.

- Musisz to zrobić szybko.
- Musicie to zrobić szybko.

Bunu çabucak yapmalısın.

- Wiewiórki poruszają się szybko.
- Wiewiórki szybko się poruszają.

Sincaplar çabuk hareket ederler.

- Wieść szybko się rozniosła.
- Plotka szybko się rozniosła.

Söylenti hızla yayıldı.

Większość ludzi zjadła szybko i jedzenie szybko znikło.

Çoğu insan hızla yer ve yiyecek hemen yok olur.

Szybko się ściemnia!

Hava hızla kararıyor!

Wypatroszmy go szybko.

Pekâlâ, hemen temizleyelim.

Wypatroszmy go szybko.

Pekâlâ, hemen temizleyelim.

Potrzebuję ewakuacji! Szybko!

Helikoptere hemen ihtiyacım var!

Lynn szybko biega.

Lynn hızlı koşar.

Betty jeździ szybko.

- Betty hızlı araba sürer.
- Betty hızlı sürer.

Szybko się zmęczył.

O kısa sürede yoruldu.

Musimy działać szybko.

Çabuk olmamız gerekir.

Tomek chodzi szybko.

Tom hızla yürür.

Otworzyła szybko list.

O, çabucak mektubu açtı.

Przyjdź tu szybko.

Çabucak buraya gel.

Pewnie biegasz szybko.

Kesinlikle hızlı koşarsın.

Czas szybko mija.

Zaman çabucak geçiyor.

Szybko ich dogoniłem.

Kısa sürede onların hızına yetiştim.

On szybko pływa.

O çok hızlı yüzebilir.

Oni szybko mówią.

Onlar hızlı konuşuyorlar.

Chłopiec biegnie szybko.

Çocuk hızlı koşar.

Jak szybko pobiegł?

O ne kadar hızlı koştu?

Chodź tu szybko!

Çabuk buraya gel!

Jedziesz za szybko.

Çok hızlı sürüyorsun.

Proszę, odpisz szybko.

Lütfen yakında tekrar yazın.

Mówisz bardzo szybko.

Çok hızlı konuşuyorsun.

Szybko zjadłem lunch.

Ben çabucak öğle yemeği yedim.

Pies biega szybko.

Köpek hızlı koşar.

To za szybko.

Bu çok hızlı.

- Nauczyła się angielskiego niezwykle szybko.
- Nauczyła się angielskiego niesłychanie szybko.
- Nauczyła się angielskiego niewiarygodnie szybko.

O inanılmaz hızla İngilizce öğrendi.

Zbyt szybko minęło, kochani.

O kadar çabuk geçti ki sevgili halkım...

Przypływ naprawdę wzbiera szybko.

Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.

To zdecydowanie ona, szybko!

Bu kesinlikle o, hadi çabuk!

Będziemy się szybko poruszać,

Bırakıldığımız yere göre medeniyetin doğuda olduğunu biliyorum.

Musimy szybko podjąć decyzję.

Pekâlâ, hızlıca bir karar vermeliyiz.

Lepiej szybko podejmij decyzję.

Acele edip bir karar verseniz iyi olur.

Lepiej szybko podejmij decyzję.

Acele edip bir karar verseniz iyi olur.

Równie szybko jak ciemność

Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...

Strażacy szybko ugasili ogień.

İtfaiyeci yangını kısa sürede söndürdü.

Strażacy szybko ugasili pożar.

İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.

Szybko przejrzał mój manuskrypt.

Müsveddeme hızla göz attı.

Czas upłynął bardzo szybko.

Zaman çok hızlı geçti.

Głupiec szybko trwoni pieniądze.

- Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
- Aptal parasını çabuk harcar.
- Aptal parasının kıymetini bilmez.

Tom umie szybko biegać.

Tom hızlı koşabilir.

Tom biega bardzo szybko.

Tom çok hızlı koşar.

Tom pływa bardzo szybko.

Tom çok hızlı yüzer.

Tony umie szybko biegać.

Tony hızlı koşabilir.

Jak szybko on biega?

O ne kadar hızlı çalışır?

Szybko wyszedł z pokoju.

O, çabucak odadan çıktı.

On mówi za szybko.

O çok hızlı konuşur.

Taro szybko się denerwuje.

- Taro oldukça çabuk öfkelenir.
- Taro çok çabuk sinirlenir.

On się szybko uczy.

O hızlı öğrenir.

Betty jeździ bardzo szybko.

Betty çok hızlı araba sürer.

Wietnamczycy szybko się uczą.

Vietnamca, öğrenmek için çok kolaydır.

Ten pies szybko biega.

Bu köpek hızlı koşar.

Pobiegłem szybko jak błyskawica.

Yıldırım kadar hızlı koştum.

Moje serce bije szybko.

Kalp atışım hızlı.

Musimy się szybko ruszać.

Hızlı hareket etmek zorundayız.

Musimy to zrobić szybko.

Biz bunu hızlı bir şekilde yapmalıyız.

Jak szybko możesz zacząć?

- En erken ne zaman başlayabilirsiniz?
- En erken ne zaman başlayabilirsin?

Jak ona szybko pływa!

Ne kadar hızlı yüzüyor

Pewnie umiesz szybko biegać.

Kesinlikle hızlı koşabilirsin.

Umiem biegać tak szybko.

Hızlı şekilde çalıştırabilirim.

Sytuacja rozwija się szybko.

Durum hızla gelişiyor.

Nie wracaj zbyt szybko.

Çok yakında geri gelme.

Tom szybko zgasił ogień.

Tom çabucak yangını söndürdü.

On jeździ bardzo szybko.

O çok hızlı araba sürer.

Tom szybko otworzył list.

Tom mektubu çabucak açtı.

Tom mówi bardzo szybko.

Tom çok hızlı konuşur.

Jack nie jeździ szybko.

- Jack hızlı araba sürmez.
- Jack hızlı sürmez.

Te pomarańcze szybko dojrzewają.

Bu portakallar hızlı olgunlaşır.

Tom szybko stracił zainteresowanie.

- Tom, ilgisini çabuk kaybetti.
- Tom'un ilgisi çabuk dağıldı.

Jak szybko umiesz biegać?

Ne kadar hızlı koşabilirsin?

On bardzo szybko mówi.

O çok hızlı konuşur.