Examples of using "Dostanie" in a sentence and their turkish translations:
Onu bu kez alacağız.
Bir kalp krizi geçirecek.
Tom bizden hiç yiyecek almayacak.
Tom'un işi alacağından eminim.
Tom Mary'nin işi alacağını umuyor.
Kanınıza girdikten sonra enfeksiyon kaparsınız
Buradan Boston'a gitmek ne kadar sürer?
Buradan istasyona gitmek ne kadar alır?
O sıkı çalışarak bir burs kazanmayı başarmayı umuyor.
Boston'a gitmemin ne kadar alacağını düşünüyorsun?
Bu adamın almayı umduğu işi alması doğru mu?