Translation of "'a'" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "'a'" in a sentence and their turkish translations:

A jakże.

Tabii ki.

A mianowicie,

bu da şu demek oluyor,

A teraz?

Ve şimdi?

A ty?

Peki ya sen?

A potem?

Ve sonra?

A to tu.

Bu da buraya giriyor.

A to tu.

Bu da buraya giriyor.

A my, obywatele?

Peki biz vatandaş olarak ne yapalım?

A lepsze miasta

Ve daha iyi şehirler

A jednak nie.

Belki de değil.

A kraje europejskie...

Avrupa ülkeleri...

A potem kolejne.

sonra bir tane ve bir tane daha.

A potem nagle…

Ve sonra aniden…

Szukaj, a znajdziesz.

Ararsan bulursun.

A może spacer?

Bir yürüyüşe ne dersiniz?

A więc? Przyjdziesz?

Öyleyse? Gelecek misin?

A oto powód.

Ve işte nedeni.

A teraz czekamy.

Şimdi bekliyoruz.

A niech to!

Lanet olsun!

Chciał(a)bym wiedzieć, ile będę musiał(a) zapłacić.

Ne kadar ödemek zorunda olacağımı bilmek istiyorum.

- Moja grupa krwi to A+.
- Mam grupę krwi A+.

Benim kan grubum A pozitif.

Był(e/a)ś bardzo zajęt(y/a), prawda?

- Çok meşguldünüz, değil mi?
- Çok meşguldün, değil mi?

Czuł(e/a)m się, jakbym nie miał(a) wyboru.

Kendimi sanki hiç seçeneğim yokmuş gibi hissettim.

A mysz do kąta.

ve köşesine çekildiğini göreceksiniz.

Nadepnij go, a pożałujesz.

Bunlardan biriyle karşılaşırsanız pişman olursunuz.

A jednak narzędzia inwigilacji

Yine de bu gözetim araçları,

A nawet transakcji finansowych.

hatta finansal işlemler.

A ja jestem niecierpliwy.

Ve ben sabırsızım.

A czerwony - nie osiągnęli.

kırmızı ise etmeyenleri.

A gdybym jej użył?

Bakın, onu kullanmak nasıl olur?

A jednak się mylicie.

Ama yanılmış olursunuz.

A jest mi zimno.

ve ben oldukça üşüyorum.

A druga połowa - obniżoną.

Diğer yarısı ise azalmıştı.

Pomiędzy Stanami a Rosją.

küçük bir ada grubu.

A nawet ocalić życie.

ve hatta hayat kurtarabilir.

A w innym języku?

Kai-Fu Lee: Veya başka bir dilde

A Chiny epoki wdrożenia,

Çin de uygulama çağına öncülük ettiği

A teraz zostało odkryte

ama bunu ortaya ben çıkarmış olacağım

A także w Meksyku.

şerifler kasabaya yerleştiği zaman.

A ta jest ciężarna.

Üstelik bu fare hamile.

A miejskie drapieżniki czyhają.

Şehirli avcılar da hazırda bekliyor.

A dokładniej więźniów politycznych,

"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler

- A takie gbury... - Świetnie.

-Senin gibiler de... -Muhteşem Uruguay!

A kiedy to wyciśniecie...

Bunu sıktıkça,

A potem je oddajesz.

ve sonra geri veriyorsunuz.

A smutne twarze dzieci,

Çocukların üzgün minik suratları

A potem przemienia się

Sonra yine değişiyor

A może tajskie jedzenie?

Tay yemeklerine ne dersin?

A jednak nie zdał.

O, buna karşın geçmedi.

A jednak nie przyszedł.

Beklenenin tersine gelmedi.

A jednak nie przyszła.

Düşünülenin aksine o gelmedi.

- I ty?
- A ty?

Ya sen?

A, zapomniałem kupić tofu.

Ah, tofu almayı unuttum.

A ty go wspierasz?

- Ya siz onu teşvik ediyor musunuz?
- Ya sen onu teşvik ediyor musun?

A twoja mama też.

Ve senin annen de.

Dobrze, dziękuję. A ty?

İyiyim, teşekkürler. Ya siz?

Słuchamy muzyki, a ty?

Biz müzik dinliyoruz, ya sen?

A więc, co myślisz?

Öyleyse, sen ne düşünüyorsun?

A ludzie? Co powiedzą?

- Ve insanlar? Ne diyecekler?
- Peki insanlar? Ne diyecekler?

Nienawidzę gotować, a ty?

Ben yemek pişirmekten nefret ederim, ya sen?

A spełnieniem w pracy.

arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

A jednak dam spokój.

Belki gelecek sefer.

A co z tobą?

Peki ya sen?

Jestem lekarzem. A ty?

Ben bir doktorum. Peki ya sen?

A może filiżankę herbaty?

Bir fincan çay alacaksın, değil mi?

A nawet pójść krok dalej.

hatta bir adım daha ileri gitmeliyiz.

A nie sama długość snu.

düşük kaliteli uyku olabilir.

A przede wszystkim poszukiwania surowców.

sondaj içinse çok geçerliydi.

A on był całkowicie wyluzowany.

ama o çok rahattı.

A większość tego nie robi.

Üstelik birçoğu kullanmıyor.

A tutaj trzeba być silnym.

Buradayken güçlü olmalısınız.

A tutaj trzeba być silnym.

Buradayken güçlü olmalısınız.

A potem się zsunę. Gotowe.

Daha sonra bunu yapacağız. Pekâlâ, hazırız.

A zrozumienie prawdy o leniwcach

ve de tembel hayvan hakkındaki gerçeklerle

A sekcja dęta to gardło.

ve boru kısmını da boğaz olarak düşünebilirsiniz.

A ja popełniłam straszny błąd.

Ben kocaman bir hata yaptım.

A teraz coś bardzo ważnego.

Bu da çok önemli.

A to jest kluczowa umiejętność.

hayati bir yaşam becerisidir.

A za nią Ameryka Północna.

ardından da Kuzey Amerika.

A prywatnie na jasno zielono.

ve açık yeşiller özel kliniklerde uygulanan işlemleri gösteriyor.

A większość globalistów to nacjonaliści.

biz küreselcilerin çoğu ise ulusalcıyız.

A to jest w Amsterdamie.

Ve burası Amsterdam.

A reszta świata ich dogania.

dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

A potem... powrót po więcej.

Sonra göreve devam.

A nasza służba będzie trwać.

adanmışlığımız devam edecek.

A w 1964 w Brazylii.

Daha önce de 1964'te Brezilya'da olmuştu.

A republika musi być inna.

Cumhuriyet farklı bir şey olmalı.

A Putin chce, by Europa...

Putin de Avrupa'nın...

A ta maska jest zepsuta.

ve bebek maskesi kırık.

Odległość między Ziemią a Marsem...

Dünya ve Mars arasındaki mesafe bu --

A wylądowałem na wschodzie miasta

ve şehrin doğusunda bir yerde indim,

A dane można transmitować bezprzewodowo

doktorla, hastayla ya da ona ihtiyacı olan kişiye

A jest to... Jesteście gotowi?

İşte geliyor... Hazır mısınız?

A dostał wirówkę do sałaty.

onun yerine salata karıştırıcısı gelmiş gibisiniz.

A jednocześnie powoli się oddala.

Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.

A potem zacząłem… dokonywać przełomów.

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.