Examples of using "Oto" in a sentence and their turkish translations:
Bu bulduğum şey.
İşte orada.
İşte bu.
Bu da bir diğeri.
Bu, komünizmdir.
İşte hesap.
İşte plan.
Bu bir resim.
Bulduğumuz çözüm buydu.
İşte benim cüzdanım.
İşte biraz su.
Soru bu.
İşte anahtarım.
Şu, bizim okulumuz.
Ve işte nedeni.
Bu bulduğumuz şey.
Bu bulduğum şey.
İşte plan.
Örneğin, bana görsel zekâyı hatırlatan
Benim!
İşte meyve dolu bir sepet.
Kalmak zorunda olmamızın nedeni bu.
Bu bir tür yiyecektir.
İşte senin pasta payın.
Onu kovmamın nedeni bu.
Bu senin garson üniforman.
Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.
Tokyo orada.
Bu onun yaşadığı evdir.
İşte gelin geliyor!
Hazır ya da değil, işte geliyorum.
Aramalarımızdan küçük bir örnek.
Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.
İşte yemekten kaçınman gereken şeylerin bir listesi.
Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.
İçmek ya da içmemek - işte asıl soru bu.
İşte anahtarların.
Olmak ya da olmamak; O büyük bir sorun.
- Olmak ya da olmamak, soru budur.
- Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
Pazartesi günü burada olan bu.
İşte kupan.
- Bu benim kızımdır.
- Bu benim kızım.
İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.
Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.
Bu sıradışı Venedik şehri. Bugün Dünya'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisi,
Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.