Examples of using "단순히" in a sentence and their turkish translations:
içeriden gelen bu huzurun
Bir şeyin sadece zaman kazandırması
Artık yalnızca bilgisayar bilimleri mühendisi olmayacaktım.
Orada, asistanlarımızı görünmez yapmanın yanı sıra
Çizimler yalnızca görsellerin iletişimi sağlamıyor,
yalnızca söylemekten çok daha güçlü.
Ama bu sadece sihirle alakalı değil.
büyük ve ağır nesneleri ayakta hareket ettiriyorum;
çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.
Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi.
Sadece komediyi kırmak değildi.
Bu sadece bağlı olduğumuz hikâyeler için geçerli değil
Fransızlar sadece milli onurlarını kirleten yabancılar değillerdi