Examples of using "일어나는" in a sentence and their turkish translations:
Bu durum hepimize oldu.
Neden böyle oluyor?
Yani Twitch'de ne olup bittiğini hayal ettiğinizde
Tabii ki bu sadece sınıflarda olmuyor.
Bu aslında beyninizde olandı.
Onlar çok sıradandır, normalde olan şeylerdir.
Bunun yaşandığı tek yer Çin değil.
Yayında olup bitenleri etkileyebiliyorduk,
Tabii ki asıl soru, neden böyle olduğu.
Bu neden böyle oluyor, diye düşündüm.
Ama bu sadece sihirle alakalı değil.
Bu mikroplar ve etraflarında meydana gelen kimyasal işlemler
hiçbir önemli sinyal bulamadık.
asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.
Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.
Size gösterdikleri, şu an yeryüzünde neler olduğu.
Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.
Ama çoğunlukla, cevaplara meydan okuyan komik sorularla:
Güneş battıktan sonra bu kumsalda olanları kimse kaydetmemişti.
Dünyamızdaki gerçek süreçleri anlamamıza yardım edebilirler.
Ekmeği atıp kendi deneyebilir.