Translation of "Usciamo" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Usciamo" in a sentence and their turkish translations:

- Usciamo assieme.
- Noi usciamo assieme.
- Usciamo insieme.
- Noi usciamo insieme.

Birlikte çıkıyoruz.

- Usciamo raramente.
- Noi usciamo raramente.

Biz nadiren dışarı çıkarız.

Usciamo!

Hadi dışarı çıkalım.

Usciamo assieme?

Birlikte çıkıyor muyuz?

- Come usciamo da qui?
- Come usciamo da qua?

Buradan nasıl çıkarız?

- Usciamo per cena stasera.
- Usciamo per cena questa sera.

Bu gece akşam yemeği için dışarı çıkalım.

Usciamo e proseguiamo.

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

Usciamo dal taxi.

Taksiden inelim.

Usciamo insieme stasera.

Bu gece birlikte olalım.

- Usciamo a fare una passeggiata.
- Usciamo a fare una camminata.

Yürüyüşe gidelim.

Ora usciamo dalla meditazione.

Pekala,meditasyondan çıkabiliriz.

Usciamo per bere qualcosa.

Bir içki için dışarı çıkalım.

Usciamo! Non sta piovendo.

Dışarı çıkalım! Yağmur yağmıyor.

Usciamo da qui velocemente.

Buradan çabuk çıkalım.

Ripensandoci, usciamo a mangiare.

Düşündüm de, dışarı yemek yemeye gidelim.

Ehi, usciamo da qui.

Hey, buradan çıkalım.

Usciamo finché non piove.

Yağmur yağmazsa dışarı çıkalım.

Perché non usciamo da qui?

Neden buradan çıkmıyoruz?

Usciamo prima che si arroventi.

Hava sıcak olmadan dışarı çıkalım.

Io e Tom usciamo assieme.

Tom ve ben birlikte dışarı çıkarız.

Tutti i fine settimana usciamo assieme.

Her hafta sonu birlikte dışarı çıkarız.

Usciamo dalla miniera per vedere cosa troviamo.

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

- Usciamo per cena.
- Andiamo fuori per cena.

Akşam yemeğine çıkalım.

Usciamo solo con persone che la pensano come noi

Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz

- Avanti. Usciamo da qui.
- Avanti. Andiamo fuori da qui.

Hadi dışarı çıkalım

- Se non piove, andiamo fuori.
- Se non piove, usciamo.

Yağmur yağmazsa, dışarı gidelim.

Se usciamo da questa fase e la nostra professione non è cambiata,

Eğer biz bu andan çıkabilirsek ve işler değişmemişse

È una bella giornata, non è vero? Perché non usciamo a fare una passeggiata?

Güzel bir gün, değil mi? Neden bir yürüyüş için dışarı çıkmıyoruz?