Examples of using "Sfortunatamente" in a sentence and their turkish translations:
- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.
Ne yazık ki o yurt dışında yaşıyor.
Ne yazık ki doğru.
Maalesef bu doğru.
Ne yazık ki hayır.
Ne yazık ki
Maalesef yağmur yağacak.
Ne yazık ki, o olmadı.
Ne yazık ki, Tom bunu yaptı.
Ne yazık ki bazen olur.
Maalesef bilgi doğru.
Ne yazık ki bu bir seçenek değil.
Maalesef bu gerçek.
Maalesef, bu doğru.
Ne yazık ki o gelmeyi reddetti.
Ne yazık ki istediğin bizde yok.
Ne yazık ki bugün vaktim yok.
Ne yazık ki, yardım çok geç geldi.
Ne yazık ki durum bu değildi.
Ne yazık ki konu o değil.
Ne yazık ki geç kaldım
Sana yardımcı olamadığımız için üzgünüz.
Ne yazık ki bir sorun var.
Ne yazık ki yanımda hiç param yok.
Ne yazık ki, şu anda çok meşgulüm.
Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,
- Maalesef, söylenti gerçektir.
- Ne yazık ki, o söylenti doğru.
Maalesef, rapor doğru.
Ne yazık ki, bu şeyler zaman alır.
Ne yazık ki, o kadar basit değil.
Ne yazık ki, bu haber doğrudur.
Maalesef 1980'lerden itibaren
ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,
Ne yazık ki, bazı insanlar rahatsız edildi.
Çorba soğumuş maalesef.
Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
Ne yazık ki, benim doğum günüm bir yılda sadece bir kez.
Onun geçmişiyle maalesef büyük problemlerim var.
Maalesef, o, kazada bacağını kırdı.
Ne yazık ki bugün seninle öğle yemeği yiyemeyeceğim.
Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor
Maalesef, Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Esperanto herkese aittir. Ne yazık ki bunu herkes bilmiyor.
Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.
Dün ne yazık ki çok sıkıcı bir kitap okudum.
Kitabı kütüphanede bulamadım, bu yüzden almaya karar verdim. Ne yazık ki çok pahalıydı. Ancak ben onu internette buldum.