Examples of using "Vive" in a sentence and their turkish translations:
O tutumlu bir şekilde yaşıyor.
O burada mı yaşıyor?
- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.
Tom tutumlu bir şekilde yaşar.
O, bir liman kasabasında yaşamaktadır.
O lüks içinde yaşıyor.
O nerede yaşıyor?
Bolluk içinde yaşıyor.
Elvis yaşıyor!
O, şehirde yaşıyor.
Marika şimdi nerede yaşıyor?
O burada mı yaşıyor?
O burada yaşıyor.
Burada bir ayı yaşar.
Tom şu anda burada yaşıyor, değil mi?
Tom'un nerede yaşadığını hatırlıyor musun?
- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.
O hala Lüksemburg'da mı yaşıyor?
O, annesiyle yaşıyor.
O yalnız başına yaşıyor.
O bir kral gibi yaşar.
Bana onun nerede yaşadığını söyle.
Türkiye'de yaşıyor.
Ders çalışmak için yaşıyor.
Onunla birlikte yaşar.
Onun nerede yaşadığını biliyor musun?
Onunla birlikte yaşar.
Burada kimse yaşamıyor.
Onlar yaşıyorlar.
O nerede yaşıyor?
Tom bodrum katında yaşamıyor.
Onlar hayatta mı?
Tom şimdi Avustralya'da yaşıyor.
Hayal dünyasında yaşıyor.
O şimdi burada yaşıyor.
O tam caddenin aşağısında yaşıyor.
O, Tokyo'da yaşıyor.
O, orada şu evde yaşıyor.
O, bir apartmanda yalnız yaşar.
Onun yaşadığı şehri biliyor musun?
Kapalı bir toplumda yaşıyor.
O benim mahallemde yaşamıyor.
Tom göl kenarında yaşıyor.
O etrafı çevrili güvenlikli sitede yaşıyor.
Güvenlikli bir sitede yaşıyor.
O kırsalda yaşıyor.
- Boston'da yaşıyor.
- O, Boston City'de yaşıyor.
Hiç kimse sonsuza kadar yaşamaz.
O artık burada oturmuyor.
O Cezayir'de mi yaşıyor?
O, Nagasaki'de yaşıyor.
Tom burada yaşamıyor.
Kısacası, Sherlock yaşıyor.
- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.
Sylvia, Alsace'ta yaşıyor.
Tom Avustralya'da yaşıyor.
Bana Tom'un nerede yaşadığını söyle.
Kim, Ken ile yaşıyor.
Yaşa ve öğren.
Mühendis yaşamaz, çalışır.
- Tom Bostonda yaşıyor.
- Tom Boston'da yaşıyor.
Tom havaalanı yakınlarında yaşıyor.
Leila, Yemen'de yaşıyor.
O yakında yaşıyor.
insanlar meseleleri deneyimlemiyor, onlar hayatı deneyimliyor.
Her ikisi de hayattalar.
Tom burada yaşıyor.
Burada kim yaşıyor?
Ormanda korkunç bir cin yaşar.
Kocası şimdi Tokyo'da yaşıyor.
Kyoto'da yaşayan bir arkadaşım var.
Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var.
İngiltere'de yaşayan bir arkadaşım var.
Amerika'da yaşayan bir arkadaşım var.
Sapparo'da yaşayan bir arkadaşım var.
O ormanda yapayalnız yaşıyor.
O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
Tom'un iki erkek kardeşi var. Biri Boston'da diğeri Şikago'da yaşar.
- Tom hayalî bir dünyada yaşıyor.
- Tom hayal dünyasında yaşıyor.
O, bir fantezi dünyasında yaşıyor.
O, Allah'ın kanunlarına göre yaşıyor.
- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.
- O, büyük bir evde yaşıyor.
- O büyük bir evde yaşıyor.
Anne tek başına yaşıyor.
- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.
Ne zamandır Ankara'da yaşıyor?
- O, büyük bir evde yaşıyor.
- O, kocaman bir evde yaşıyor.
Tom'un nerede yaşadığını öğrendim.
Bu semtte yaşıyor.
Babasıyla yaşıyor.
O, annesiyle yaşıyor.
Bu binada hiç kimse yaşamıyor.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
O, New York'ta yaşar.