Examples of using "Vera" in a sentence and their turkish translations:
Bana gerçek bir hikaye anlat.
Bu haber doğru mu?
O gerçek bir efsane.
O gerçek bir güzellik.
O, bir fırtınaydı.
Sen gerçek bir cadısın.
O, benim gerçek bir arkadaşım oldu.
O araba gerçek bir güzelliktir.
O doğru olmak zorundadır.
Onun hikayesi gerçek mi?
Bu haber doğru olabilir mi?
Bak, bu gerçek bir hikaye.
Senin gerçek görüşün ne?
Hikâye doğru görünüyor.
O ne derse doğrudur.
Gerçek bir seçimim yok.
Gerçek bir seçeneğim yok.
Açıklamayı doğru olarak kabul ediyorum.
Hikaye gerçek görünüyor.
O, gerçek bir cadı!
Doğru olmalı.
O kısım doğruydu.
Bu gerçek sebep.
Bu hikaye doğru mu?
Bu gerçek bir meydan okuma.
Doğru muydu?
Bu hikaye gerçek.
Söylenti doğrudur.
- Gerçek arkadaşlık bedelsizdir.
- Gerçek dostluk bedelsizdir.
- Gerçek dostluğun bedeli yoktur.
- Gerçek arkadaşlığın bedeli yoktur.
- Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- Gerçek arkadaşlık paha biçilmezdir.
Gerçek sebebini biliyordum.
Söylenti doğru değildir.
- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.
Buradaki asıl öncelik nedir?
Mary benim ilk gerçek kız arkadaşımdı.
Ne yazık ki söylenti doğru.
- Bence hikaye doğru.
- Hikayenin doğru olduğunu düşünüyorum.
Gerçek bir inek görmedim.
Çünkü asıl soru şu ki.
Hikaye doğru görünmüyordu.
Söylenti doğru olabilir.
- Maalesef, söylenti gerçektir.
- Ne yazık ki, o söylenti doğru.
Onun hikayesi doğrudur.
Bu gerçek bir hikaye.
Tom gerçek bir sıkıntı.
Laurie gerçek bir dosttur.
O gerçek bir konak değil.
Onun hikayesi gerçek olmalı.
Bu gerçek bir endişe mi?
Aşağıdaki hikaye doğrudur.
Bu gerçek bir seçim değil.
Bu gerçek bir sürpriz.
O hikaye gerçek olabilir.
- Onun hikayesi gerçek görünüyor.
- Hikayesi kulağa doğru geliyor.
- Hikayesi kulağa gerçek geliyor.
Önceki cümle doğru.
Ne yazık ki, bu haber doğrudur.
Gerçek cevap şaşırtıcıdır.
Bu düpedüz işkenceydi.
- Sanırım söylenti gerçek.
- Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
Bu cümle doğrudur ama kanıtlanabilir değildir.
Söylenti gerçek olamaz.
O ne söylerse söylesin, doğru değil.
- Sanırım o doğru.
- Onun doğru olduğuna inanıyorum.
Sanırım bu doğru.
O, sadece çok doğrudur.
Oyun gerçek bir hikayeye dayalıdır.
Onun hikayesinin gerçek olduğu çıktı.
Bu bir hikâye ise doğru mu?
O, gerçek olabilir mi?
Hikaye gerçek olamaz.
Söylenti doğru olamaz.
Bu doğru değil mi?
Doğru değil.
Tom gerçekten sinirli bir tip.
Bu oldukça doğru.
Onun kız kardeşi, gerçek bir güzelliktir.
Gerçek mi?
Ne yazık ki doğru.
Bu muhtemelen doğru.
- O hikâye gerçek mi yoksa kurgu mu?
- Şu hikâye gerçek mi yoksa kurgu mu?
Bu doğru olabilir mi?
Bu mesele gerçek bir sorundur.
Bu doğru olabilir.
Onun hikayesinin bir kısmı doğrudur.
Gerçek sanat hırsızlıktır.
Bu hikaye gerçek olamaz.
Bu çok doğru.
Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi bir hikaye.
Gerçek demokrasi ücretsiz konuşma sağlar.
Sen gerçek bir dostsun.
Sen gerçek bir inek öğrencisin.
Mary sadece sevimli değildir, o gerçek bir güzeldir.
Hikayesinin doğru olduğunu sanmıyorum.