Examples of using "Rana" in a sentence and their turkish translations:
Kurbağa vraklar.
Yediğim kurbağa yumurtaları...
Zehirli sarı kurbağa.
Şuna bakın. Baksanıza. Bunlar kurbağa yumurtaları.
Çocuk kurbağaya bir taş fırlattı.
Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemem.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
...dünyanın en kuzeyinde yaşayan kurbağa olmuştur.
Bu ufak, erkek tungara kurbağası sadece bir yüksük boyutunda.
Kurbağa yumurtası mı, zıpkınla balık avlamak mı? Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.
Her sabah canlı bir kurbağa ye ve günün geri kalan kısmında sana daha kötü bir şey olmayacak.