Examples of using "Pietra" in a sentence and their turkish translations:
Keşke bir taş olsam.
Bu taşı taşımama yardım et.
O, köpeğe bir taş attı.
Ben bu taşı taşıyamam.
- O taştan bir kalbe sahip.
- Onun taştan bir kalbi var.
Biri ona taş attı.
- Taş evler yapıyorum.
- Taştan evler inşa ediyorum.
Bir taş yüzmez.
Kafasına bir taş çarptı.
Bu taşı kaldıramam.
Tom sözde "sihirli bir taş" satın aldı.
O her zaman soğuk kalpli.
Bu taş beş ton çeker.
O bir taş aldı.
Biri onlara taş attı.
Tom köpeğime taş attı.
Köprü taştan yapılmıştır.
Ev taştan yapılmıştır.
O, bir taş aldı.
- Bu köprü taştan yapılmış.
- Bu köprü taştan yapılma.
- Bu köprü taştan.
O köprü taştan yapılmıştır.
Bir erkek çocuğu bir taş atıyor.
Bu taş çok güzel. Onu nerede buldun?
Kuyu taştan inşa edilmiştir.
Bu ev taştan yapılmış.
Bu kale taştan yapılmıştır.
Taştan çekice, insandan mumyaya,
Çocuk kurbağaya bir taş fırlattı.
Bu taş kaldırmak için çok ağır.
Tom benim köpeklerden birine bir taş attı.
Kıvılcım çıkartmak için ateş çeliği kullanacağım.
Tom bir taş aldı ve onu attı.
Oğlan bir taş atıyor.
bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.
Bu taş benim kaldıramayacağım kadar çok ağır.
Yerde bir kaya var.
Çocuk bir taş attı.
"Yuvarlanan taş yosun tutmaz" bir atasözüdür.
Tom bu taşla öldürüldü.
Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
O çocuk köpeğe bir taş fırlattı.
O taşı fırlatmanın amacı nedir?
Bu bir kaya değil. Bir maden.
Kim köpeğime bir taş fırlattı?
Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.
Konuşma özgürlüğü, demokrasinin temel taşıdır.