Examples of using "Ovvio" in a sentence and their turkish translations:
O aşikar.
O belliydi.
- Bu oldukça açık.
- O oldukça açık.
O belli miydi?
- Bu o kadar açık mı?
- O kadar belli oluyor mu?
Bu tamamen açık.
Onun hatalı olduğu açıktır.
Onun hasta olduğu bellidir.
Yalan söylediğin belli.
Bu belli.
Bunun bir yalan olduğu açık.
Onun onu sevdiği çok açık.
Belki de o apaçık değildi.
Bu biraz açık değil mi?
Bu herkes için açık değil mi?
Tom'un hiçbir şey bilmediği belli.
Bence bu açık.
Bana bariz görünüyor.
Bu açık, değil mi?
Belki de belliydi.
Açık değil mi?
Çok açık.
Adamın hatalı olduğu açık.
Tom'un yalan söylediği belli.
Eh, o artık belli.
Bunun bir yalan olduğu çok açık!
Belli ki Tom birini bekliyor.
Tom'un Mary'yi öpmek istediğini belliydi.
Onun yüzemeyeceği açıkça görülüyor.
Zaten bildiğim şeyler açık olan gerçeklerdi;
Kendimiz için icat ettiğimiz
Bunun açık olduğunu düşündüm.
Tom'un Mary'yi sevmediği belli.
Bu oldukça açık olmalı.
Bu işin böyle gitmeyeceği daha başından belliydi.
Tom'un Mary'yi öpmek istemediği açıktı.
Siz ikinizin birlikte yalnız olmak istediğiniz açık.
Bir ay inişini tamamlamanın en bariz yolu
O bir canlı, dolayısıyla doğal olarak sıçıyor da.
Onun midesinin niçin ağrıdığı besbelli.
Tom'un burada mutlu olmadığı oldukça açık görünüyor.
Tom'un artık Mary'den hoşlanmadığı açık.
Tom'un ne yaptığını bildiği açık.
Tom'un ne olduğu hakkında konuşmak istemediği belli.
Tom ve Mary'nin sadece arkadaştan daha fazlası olduğu açık.
“Yılanlardan hoşlanır mısın?” “Tabii ki hayır.”
Sanırım bu apaçık, değil mi?
Ancak ülke şekillerinin artık bozulmuş olduğunu görebilirsiniz.
Tom'un hayal kırıklığı belliydi.
Evet, evet, tabii ki.