Translation of "Montagne" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Montagne" in a sentence and their turkish translations:

montagne imponenti

yüksek dağların

- C'è la neve sulle montagne.
- C'è della neve sulle montagne.

Dağlarda kar var.

Ama scalare le montagne.

Dağlara tırmanmayı sever.

- Mi sono sempre piaciute le montagne.
- A me sono sempre piaciute le montagne.

Ben her zaman dağları sevdim.

Mi piace scalare le montagne.

Ben dağlara tırmanmayı severim.

- Il sole è andato giù dietro le montagne.
- Il sole andò giù dietro le montagne.

Güneş dağların arkasından indi.

La vita è come le montagne russe.

Hayat inişli çıkışlı.

Il tempo è molto instabile sulle montagne.

Dağlardaki hava çok değişken olur.

Questo perché le montagne dell'Hindu Kush himalayano

Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,

La luna si tuffa dietro le montagne...

Ay, dağların arkasında kaybolurken...

Che ha marciato sulle montagne dell'Hindu Kush,

Hindu Kush dağlarının üzerinden yürüyen,

Guardammo il sole tramontare dietro le montagne.

Güneşin dağların ardında batışını izledik.

La fede riesce a spostare le montagne.

İnanç dağları taşıyabilir.

Devo attraversare il fondovalle e raggiungere le montagne.

Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!

Le montagne della Galizia fino a La Coruña.

Galiçya dağlarından La Coruña'ya götürdü.

Badavate alle pecore tra i pendii delle montagne,

dağ yamaçlarında birkaç koyun eğilimi,

Di terra e mare, fiumi, montagne e pianure.

ve deniz, nehirler, dağlar ve ovaların görünümü.

Sento la corrente ascensionale che sale da quelle montagne.

Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.

Quando i minatori tolgono strati dai pendii delle montagne,

Madenciler dağ eteklerinden katmanlar kazdıkça

Stetti a vagare sulle montagne per tutta la notte.

Bütün gece boyunca dağlarda dolaşıyordum.

Il Missouri ha sia delle montagne che delle pianure.

Missouri'nin hem dağları hem de ovaları vardır.

Devi stare molto attento se ti lanci da montagne elevate.

Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.

L'inverno ha raggiunto le montagne della Patagonia, nel Cile meridionale.

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

Gli sherpa che vivono in questa regione scalano le montagne

Bu bölgede yaşayan Sherpa'lar dağcılıkla uğraşmaya devam ediyorlar...

Bergen è conosciuta come la città tra le sette montagne.

Bergen yedi dağ arasındaki kent olarak bilinir.

Ci sono alcune tra le montagne più alte e selvagge d'Europa.

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

è che un terzo del ghiaccio delle montagne sull'Hindu Kush dell'Himalaya

Hindukuş Himalaya dağlarındaki buzun üçte birinin

In inverno, i resti dell'esercito serbo fuggono attraverso le montagne albanesi.

O kış Sırbistan ordusunun geri kalanları Arnavutluk dağlarından kaçtı.

Ho una baita nelle montagne a tre ore da casa mia.

Evimden yaklaşık üç saat mesafedeki dağlarda bir kulübem var.

Sei scesa giù dalle montagne più alte, fino a questo canalone riparato,

Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.

Quell'inverno i resti dell'esercito serbo scappano attraverso le montagne albanesi. Le loro

O kış, Sırp Ordusu'nun kalıntıları Arnavut dağlarından kaçmak. Onların

Poiché il monte Everest rappresenta la Dea Madre di tutte le montagne,

Everest Dağı, Dağların Ana Tanrıçası olduğundan

Sulle montagne della Patagonia, la femmina di puma ha sfruttato al meglio l'oscurità.

Patagonya dağlarındaki anne puma karanlıktan faydalanmış.

- Gli orsi bianchi e neri che vivono sulle montagne in Cina e Tibet si chiamano 'panda'.
- Gli orsi bianchi e neri che vivono sulle montagne in Cina e Tibet sono chiamati 'panda'.
- Gli orsi bianchi e neri che vivono sulle montagne in Cina e Tibet vengono chiamati 'panda'.

Çin ve Tibet dağlarında yaşayan siyah ve beyaz renkli ayılara "panda" denir.