Examples of using "Fidanzato" in a sentence and their turkish translations:
Tom meşgul.
Ben meşgulüm.
Hiç erkek arkadaşına yalan söyledin mi?
O, kız kardeşimle nişanlı.
O kendine bir erkek arkadaş buldu.
O başka bir kadınla nişanlandı.
Tom, Mary ile meşgul oldu.
Tom zaten nişanlı, değil mi?
Zaten nişanlıyım.
Nişanlısıyla sık sık konuşur.
Tom, Mary'nin erkek arkadaşıdır.
erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.
Senin eski erkek arkadaşın bir ahmaktır.
Tom hâlâ Mary ile nişanlı, değil mi?
Onunla nişanlıyım.
Tom benim ablamla nişanlı.
Hayır, iki yıldır Mary ile nişanlıyım.
Onun bir erkek arkadaşı var mı?
Bir erkek arkadaşım var.
Andrea'nın erkek arkadaşı dün annemi aradı.
Mary erkek arkadaşından gelen bir hediyeyi açacak.
Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.
Tom'un Mary'nin erkek arkadaşı olduğunu bilmiyor muydun?
Bir erkek arkadaşın yok mu?
Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.
Kız kardeşim ve onun erkek arkadaşı gelecek yıl evlenecekler.
Bu benim nişanlım.
Tom, Mary ile nişanlandı.
Erkek arkadaşınım.
- Onun Türk bir sevgilisi var.
- Onun bir Türk erkek arkadaşı var.
O onun erkek arkadaşı.
Neden bir erkek arkadaşın yok?
Erkek arkadaşıma söyleme.
Hayır, o benim yeni erkek arkadaşım değil.
Erkek arkadaşımı bekliyorum.
Senin erkek arkadaşın değilim.
Erkek arkadaşın olmak isterim.
O, erkek arkadaşını çok seviyor.
Erkek arkadaşı Türk.
Bir erkek arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
Tom senin erkek arkadaşın mı?
Maria'nın erkek arkadaşından nefret ediyorum.
Ben hâlâ senin erkek arkadaşın mıyım?
Mary'nin zaten bir erkek arkadaşı var.
Neden bir erkek arkadaşım yok?
- Tom benim erkek arkadaşım.
- Tom benim sevgilim.
Mary'nin yeni bir erkek arkadaşı var.
Erkek arkadaşına ne aldın?
- Erkek arkadaşımı çalmaya çalıştı.
- Erkek arkadaşımı benden almaya yeltendi.
Tom senin erkek arkadaşın değil miydi?
Onunla nişanlıyım.
Tom erkek arkadaşın, değil mi?
Erkek arkadaşın kaç yaşında?
Tom benim ilk erkek arkadaşımdı.
O, erkek arkadaşını evden attı.
En iyi arkadaşımın kız kardeşinin erkek arkadaşının kuzeni Obama ile okula giden birini tanıyor.
O bir erkek arkadaş bulmuş gibi görünüyor.
Ben Mary'nin erkek arkadaşı değilim.
Orada erkek arkadaşımla buluştum.
Erkek arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
Tom benim erkek arkadaşım değil.
Tom benim eski erkek arkadaşım.
Erkek arkadaşın olduğumu düşünüyordum.
Sevgilim bilmiyor.
Tom Mary'nin erkek arkadaşıydı.
Onun erkek arkadaşı aptal.
Tom, Mary'nin erkek arkadaşıdır.
Tom sadece bir arkadaştır, benim erkek arkadaşım değil.
Erkek arkadaşı bunu onun için yaptı.
Tom hâlâ erkek arkadaşın, değil mi?
Erkek arkadaşımı o kadar çok özlüyorum ki!
O ve erkek arkadaşı birlikte yaşıyorlar.
Tom Mary'nin bir erkek arkadaşı olduğunu biliyordu.
- Tom'un senin erkek arkadaşın olduğunu sanıyordum.
- Tom'u senin erkek arkadaşın sandım.
Jane'in yeni bir erkek arkadaşı var gibi görünüyor.
Tom Mary'nin erkek arkadaşı olmalı.
Tom erkek arkadaşın değil, değil mi?
Tom Mary'nin erkek arkadaşı değildi.
- Erkek arkadaşın sorunlu bir kişi ama bırakmak ya da kopmak için yeterince iyi bir neden değil.
- Erkek arkadaşın problemli biri ama bu onu bırakman ya da ilişkini bitirmen için yeterli bir sebep değil.
Erkek arkadaşım deli olduğumu düşünüyor.
Annenin ilk erkek arkadaşıydım.
Tom'dan daha iyi bir erkek arkadaş asla bulamayacaksın.
- Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
Tom'un erkek arkadaşın olabileceğini düşündüm.
Robert, erkek arkadaşı ile sohbet etmekten hoşlanır.
Erkek arkadaşımın beni aldattığını düşünüyorum.
Tom kim? O senin yeni erkek arkadaşın mı?
Annem ve babam, erkek arkadaşımdan hoşlanmazlar.
Ebeveynlerim erkek arkadaşımı onaylamıyorlar.
Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşının erkek kardeşidir.
Mary'nin erkek arkadaşının adı nedir?
Yumi'nin erkek arkadaşı biraz antisosyaldir.
Tom Mary'nin erkek arkadaşını sevmez.