Translation of "Elevata" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Elevata" in a sentence and their turkish translations:

- Questa umidità elevata mi fa sentire stanco.
- Questa umidità elevata mi fa sentire stanca.

Bu yüksek nem beni yorgun hissettiriyor.

- La disoccupazione è elevata.
- La disoccupazione è a livelli elevati.

İşsizlik yüksektir.

In posizione più elevata e con un argine marino più alto.

yerden daha yüksekte ve daha büyük bariyerli yapılması için savaşmış.

Il vantaggio è che da una  posizione elevata è più facile seguire la direzione.

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.

- Il Giappone ha un'alta densità di popolazione.
- Il Giappone ha una elevata densità di popolazione.

Japonya yüksek bir nüfus yoğunluğuna sahip.