Examples of using "Sentire" in a sentence and their turkish translations:
Bir şey duyabilirsin.
Beni güvende hissettiriyorsun.
Kendini iyi hissettirir.
Bu seni daha iyi hissettiriyor mu?
Bunu duymak istiyorum.
Biz her şeyi duymak istiyoruz.
Duyabiliriz.
Bu beni kirli hissettiriyor.
Tom'u duyamıyorum
Tom'u duyamadım.
Sen bana çok suçlu hissettiriyorsun.
Hikayemi dinlemek istiyor musun?
Senin fikrini duymak istiyorum.
Tom bana gerekli hissettiriyor.
Benden ne duymak istiyorsun?
Geri kalanını duymak istemiyor musun?
Fikrimi duymak ister misin?
Eğlenceli bir şey duymak ister misin?
Papağan konuşması duymak ister misin?
Benim teorimi dinlemek ister misin?
Tom konuşmasını duymak istiyorum.
Bu beni kötü hissettirdi.
Bir hikaye dinlemek istiyorum.
Senin fikrini duymak istiyorum.
Bir şey duyamıyorum.
O onları rahatsız etti.
Senin nefesini koklayayım.
Bu beni yaşlı hissettiriyor.
- Hiçbir şey duyamadım.
- Hiçbir şey duyamıyordum.
O bizi rahatsız etti.
Onlar haberi duyduğuna şaşırmıştı.
Yolculuğun hakkında her şeyi duymak istiyorum.
Mazeretlerini duymak istemiyorum.
Duymanı istediğim bir şey var.
Bu ilaç sizi daha iyi hissettirecek.
Okyanusun kokusunu alabiliyorum.
Rüzgarı duyabiliyorum.
Kimin kazandığını duymak istiyorum.
- Tom'un ne düşündüğünü duymak istiyorum.
- Ben Tom'un ne düşündüğünü duymak istiyorum.
O hikayeyi duymak zorundayım.
Ben gayet iyi duyabiliyorum.
O beni rahatsız etti.
Okyanusu buradan duyabiliriz.
Tom Mary'yi kendine özel hissettirdi.
Tom, Mary'yi duyamadı.
Tom Mary'nin konuştuğunu duyabiliyordu.
Balığın duyabileceğini düşünüyor musun?
Kötü haberi duymaya hazır mısın?
bunları dinlemek de zor olmalı.
Bu beni daha iyi hissettirdi.
Gerçeği duymak istiyorum.
Ben bir şey duyabiliyorum.
Bunun beni daha iyi hissettirmesi mi gerekiyor?
Tom'u duyabiliyorum.
Onlardan haber almak istiyorum.
Ondan haber almak istiyorum.
Ondan haber almak istiyorum.
Onlardan duymak istiyorum.
Ondan haber almak istiyorum.
Bu beni üzgün hissettiriyor.
Senin mazeretlerini dinlemekten bıktım.
Tom hiçbir şey duyamıyor.
Kurabiyelerin kokusunu alabiliyorum.
Haberi duyduğuma memnun oldum.
Tom bizi tatsız hissettirdi.
Şikayetlerinin herhangi birini duymak istemiyorum.
Senden bir kelime daha duymak istemiyorum.
Seni suçlu hissettirmeye çalışmıyorum.
Ondan haber almak istiyorum.
- İrtibatı koparmayalım.
- Arayı soğutmayalım.
Senin özürlerini dinlemeyi reddediyorum.
Tüm duymak istediğim bu.
Bir kelime duyamıyorum.
Hikayenin geri kalanını dinlemek istiyorum.
Bir şey duyamıyorum.
Onlar hakkında duymak istemiyorum.
Onun hakkında duymak istemiyorum.
Onun hakkında duymak istemiyorum.
Tom, Mary'yi çok özel hissettirdi.
Dün ne yaptığın hakkında duymak istemiyorum.
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
- Haberleri duyunca şaşırdım.
- Haberi duyduğuma çok şaşırdım.
O ne görebilir ne de duyabilir.
Hiç kimse Linda'nın çığlıklarını duyamazdı.
Sesinizi duyduğum için mutluyum.
Ben de, sesinizi duymak istiyorum.
birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız.
bu yüzden bu konuda aciz hissediyorum.
Bana bir ziyaretçi olmamayı,
Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
Tom işitmekte zorluk çekiyor.
Tom beni güzel hissettiriyor.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
Tom ne duymak istediğini biliyor.
Senin sesini duymak istiyorum.
Bu bizi güvende hissettiriyor.
Tom seni duyabiliyor.
Senin övüngen masallarını dinlemekten bıktım.