Examples of using "Disoccupazione" in a sentence and their turkish translations:
İşsizlik yüksektir.
İşsizlik artıyor.
İşsizlik hızla artmıştır.
İşsizlik hala yüksek.
Yüksek işsizlikten kim sorumlu?
İşsizlik oranında sert bir düşüş yaşandı.
İşsizlik oranı yüzde 5'e yükseldi.
Fransız işsizliği bir rekor yükseklikte.
Büyük Buhran kadar da kötü değildi.
işsizlik sigortası, idare edebilmeleri için onların yanındadır,
Nisan 2020’ye kadar, 30 milyon Amerikalı işsizlik davası açtı.
Ekonomistler, Amerikan işsizlik oranının %13 olduğunu tahmin ediyor.
İtalyan genç işsizliği Haziran 2015'te yüzde 44.2'lik yüksek bir rekor kırdı.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.