Examples of using "Buio" in a sentence and their turkish translations:
Karanlık.
Hava zaten karanlık.
Hava zifiri karanlık.
O, karanlıkta kayboldu.
Karanlıktan korkar mısın?
Karanlığa alışkınım.
Dışarısı tamamen karanlık.
- Dışarıda hava çoktan karardı.
- Dışarıda hava karardı bile.
Karanlıkta öpüştük.
O, içeri girdiğinde hava kararmıştı.
Karanlıktan sonra dışarı çıkma.
O, karanlıktan korkardı.
Hava kararıyor.
orada bile
Dışarda hava karanlık.
Yakında hava kararacak.
Çok karanlıktı.
Çok karanlık.
İçerisi karanlık.
Zifiri karanlıktı.
Yakında karanlık olacak.
Bu oda hava karanlık.
Bir saat içinde karanlık olacak.
Kediler karanlıkta görebilirler.
Dışarıda hava kararıyor.
Karanlıktan çok korkar.
Tom karanlıkta yalnızdı.
Karanlıktan çok korkar.
Ben her zaman karanlıktan nefret ettim.
O, karanlıktan çok korkar.
Hava gittikçe kararıyor.
İnanıyorum ki karanlığın içerisinde,
Şu an o kadar karanlık ki...
Karanlıkta ışıyorlar.
Karanlıkta ışıyorlar.
Karanlık çökmek üzere.
Burası karanlık.
Hava kararıyordu.
Oda karanlıktı.
Dışarısı hâlâ karanlık.
Dışarısı zifiri karanlık.
Dışarıda oynamak için çok kalabalık.
Karanlıkta loş bir ışık gördük.
Hava kararmadan önce eve gel.
Karanlıktan sonra o asla dışarı çıkmaz.
Hava kararmadan önce oraya varacağım.
Bazen karanlıktan korkuyorum.
Hâlâ karanlıkken kalktım.
Hava hızla kararıyor!
Hava hızla kararıyor.
Karanlıkta uyumak tehlikelidir.
Zifiri karanlıkta ava çıkmış.
Biz bu karanlıkta göremeyiz.
Gökyüzü tamamen karanlıktı.
Dışarda hava kararıyor.
- O, karanlıktan korkar.
- O, karanlıktan korkuyor.
Karanlıkta kaybolmaktan korkuyordum.
Hava kararıyor.
Orası çok karanlık.
- Birkaç saat içinde karanlık olacak.
- Birkaç saat içinde hava kararacak.
O odada hava karanlık.
Kışın hava erken kararır.
Kışın hava erken kararır.
Tom karanlıktan korkuyor.
Tom karanlık bir sokakta öldürüldü.
Baykuşlar karanlıkta görebilirler.
Tom'un odasında çok karanlıktı.
Hava kararmadan önce eve dönmen gerekir.
Aksi durumda hava kararmadan önce oraya varamazsınız.
Madenin içi kapkaranlık.
Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.
...derin vadiler karanlığa gömülüyor.
Karanlık biraz korkutucu.
Gökyüzü kararıyor.
Karanlık ışığın yokluğudur.
Hava gittikçe kararıyor.
Çocuk karanlıktan korktu.
Küçük çocuk karanlıktan korkuyor.
Bir çocuk karanlıktan korkar.
Delikanlı karanlıktan korkuyor.
Hava karanlık.
Gerçekten karanlıktı.
- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.
Karanlıkta yürümekten korkuyorum.
Hava karardı. Belki de yakında yağmur yağacak.
Açıkça görmek için çok karanlık.
Gitmeliyim. Hava gittikçe kararıyor.
Biz Boston'a varmadan önce karanlık olacak.
Beyzbol oynayamayacak kadar çok karanlık.
Tom hava karardıktan sonra eve geri gitti.
Tom eve vardığında, zaten hava kararmıştı.