Examples of using "Arrivati" in a sentence and their turkish translations:
Geldik.
Onlar henüz varmış olmayacak.
Biz geldik.
Ama mesajları aldın mı?
Şimdiye kadar sadece beş misafir geldi.
Biz sağ salim vardık.
Kafeye girdiklerinde
Geldiklerinde yağmur yağıyordu.
- Aynı anda geldiler.
- Aynı zamanda vardılar.
Sen ve Tom buraya nasıl geldiniz?
- Onlar buraya 1997 yılında geldiler.
- Onlar buraya 1997'de geldiler.
Onlar hiç zamanında geldiler mi?
Onlar sizden önce geldi.
Çok çabuk geldik değil mi?
Misafirlerimiz vardılar.
Evvelki gün Osaka'ya vardık.
- Biz ilk olarak vardık.
- İlk biz ulaştık.
Hepimiz geldik.
Herkes sınıfa zamanında geldi.
Az önce geldik.
Herkesin güvenli bir şekilde vardığını umuyorum.
Şu anda geldiğimiz noktada...
Varış zamanlarını da mükemmelleştirmiş durumdalar.
Ama mesajları aldın mı?
Tom ve ben yeni gelen kişiler değiliz.
Biz bu noktaya nasıl geldik?
Ta kutup buzuluna kadar yelkenle gittik.
Mallar iyi durumda geldi.
Biz gelince onlar çok mutlu oldu.
Onlar çok kısa sürede geldi.
Mayıs ayının başında Osaka'ya vardılar.
Roma'da bir otele vardık.
Yeni gelenler en hırslıdır.
Onlar henüz varmadılar.
Az önce buraya vardık.
Eve geldik.
Onlar ayrı ayrı geldi.
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
Kayalığın üzerine çıktık. Muhteşem bir manzara.
Yoğun trafiğe rağmen zamanında vardık.
Kimsin? Nasıl ve neden buraya geldin?
Fırtına nedeniyle geç vardılar.
Ebeveynlerim az önce istasyona vardılar.
Bir müddet yürüyerek göle geldik.
Az önce istasyona vardık.
Biz üç gün önce geldik.
Onlar 201 no'lu uçuşla geldiler.
Biz ofise zamanında vardık.
Tom ve bazı diğer adamlar on beş dakika önce geldi.
Sonunda, biz Kaliforniya'ya ulaştık.
Biz Londra'ya dün vardık.
Mallar dün geldi.
Biz bir saat önce otele geldik.
ve bu noktaya nasıl gittiğimizi gösteren tüm diğer işaretler.
John hariç, onların hepsi geldi.
Tom ve Mary ayrı ayrı geldi.
Biz biraz geç vardık.
Biz öğleden önce oraya vardık.
Biz buraya üç gün önce geldik.
Onlar öğle zamanı Morioka'ya varmış olacaklar.
Bu noktaya nasıl geldik?
Onlar aynı anda Paris'e vardılar.
Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
Misafirler erken geldi, ama bereket versin ki ben zaten yemek yapmayı bitirmiştim.
Tom ve Mary aynı zamanda vardılar.
- Jamal ve Sarah Kahire'ye geldiler.
- Jamal ve Sarah, Kahire'ye ulaştılar.
Birkaç gün önce Amerika'ya vardılar.
Sonunda, köye vardık.
- Biz eve geç geldik.
- Eve geç vardık.
- Eve geç geldik.
- Biz eve geç vardık.
8:30 da okula vardık.
911'i aradım ve sağlıkçılar geldi.
Biz nereden geldik?
Ne zaman vardın?
İki gün sonra adaya vardık.
Kurtarma ekipleri iki saat geç geldi.
Tom ve Mary 2.30'da geldi.
- Biz New York'a gece vardık.
- Geceleyin New York'a vardık.
Akşam yemeğine geç kaldınız.
Acele etmene gerek yoktu; çok erken vardın.
Onlar Japonya'ya geldiğinden beri beş yıl geçti.
Onların her ikisi de aynı anda geldiler.
9 Temmuzda Yeni Delhi'ye vardılar.
Buraya nasıl geldin?
- Sen çok erken geldin.
- Çok erken geldin.
Sen çok geç geldin.
Üç gün önce ulaştın.
Avustralya'ya ne zaman vardın?
Şimdi sen nereden geldin?
Eve ne zaman vardın?
Londra'ya ne zaman vardınız?
Tam olarak ne zaman buraya geldin?
- Boston'a ne zaman ulaştın?
- Boston'a ne zaman geldin?
Hangi gemiyle geldiniz?
Tam zamanında geldin.
Buraya çok erken geldin.
Bizim geldiğimiz aynı günde Japonya'dan ayrıldı.
Bu sonuca nasıl vardın?