Examples of using "Solamente" in a sentence and their turkish translations:
Sadece bu düşünme sürecini hesaplamak
Sadece soruya cevap ver.
Orada tek yastık var.
Sadece Çin değildi.
Şimdi onları bulmam gerekiyor.
ki bu konsept kontrol etmek için sadece üç vat güç kullanıyor
Oluruna bırak.
Tom sadece sevilmek istediğini söylüyor.
Sadece bir tane al.
Sadece arkadaş mıyız?
Biz sadece çocuklarız.
Sadece onları ziyaret etmek istiyorum.
Ben sadece onları eğlendirmek istiyorum.
Sadece onlara yardım etmek istedim.
Eve yalnızca kahve içer.
Biz sadece arkadaşız.
Biz sadece arkadaştık.
Biz sadece onlara yardım etmek istiyoruz.
Ben sadece onlara yardım etmek istiyorum.
bir türün hayatta kalma çabaları
- Etrafıma bakınıyorum.
- Sadece etrafa bakınıyorum.
Gerçekten başka bir şey konuşmuyorum.
Onlar sadece Tom'u istiyor.
Sadece bilmek istiyorum.
Sadece okumak istiyorum.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
Sadece özür dilemek istiyordum.
Sadece şaka yapıyordum.
Ben sadece konuşmak istiyorum.
Sadece Tom biliyor.
Sadece Tom gülümsedi.
Sadece on sekiz yaşındayım.
Sadece dinliyorum.
Ben sadece onu küçük düşürmek istiyorum.
Ben sadece ona yardım etmek istiyorum.
Sadece onu bulmam gerekiyor.
Ben sadece otuz yaşındayım.
Sadece nakit alıyoruz.
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
Tam gece yarısı.
Bu sadece bir deyim.
Bu sadece benim.
Bu sadece Tom.
Sadece bir alternatif var.
Sadece bilmek istiyordum.
O sadece bir hipotezdi.
Sadece onu bulmak istiyoruz.
Sadece izliyorum.
Sadece kahve.
Bu sadece doğal.
Sadece pazartesi.
Sadece onları istiyorum.
Sadece onu ziyaret etmek istiyorum.
Sadece onu ziyaret etmek istiyorum.
Sadece onu görmek istedim.
Sadece onu görmek istedim.
Ben sadece onu küçük düşürmek istiyorum.
Sadece ona yardım etmek istedim.
Sadece ona yardım etmek istedim.
Sadece onu bulmak istiyorum.
Sadece onu bulmak istiyorum.
Biz sadece onu bulmak zorundayız.
Biz sadece onu bulmak zorundayız.
Onlar sadece fikirlerdir.
Bu sadece bir iş.
Sadece açıklıyorum.
Bu sadece başlangıç.
Tom Mary'ye sadece şaka yaptığını söyledi mi?
Ben sadece başka bir adamım.
Sen sadece sıkı çalışmalısın.
Sadece onun yardımını istemek zorundasın.
Bugünden itibaren, bu karar tamamen sizin.
Onlar sadece timsah gözyaşları.
O, sadece çok doğrudur.
- Sadece merak ettim.
- Sadece merak etmiştim.
Sadece emin olmak istiyorum.
Kalan sadece üç gün var.
Sadece Tom kaldı.
Sadece yalnız bırakılmak istediler.
Sadece su, lütfen.
- Sadece iki seçeneğin var.
- Sadece iki seçeneğiniz var.
Ben sadece bir turistim.
Biz sadece Uygur yemeği yaparız.
- Sadece nazik oluyordum.
- Sadece kibar oluyordum.
Sadece nazik oluyorum.
Sadece Tom'u bulmam gerekiyor.
Sadece on kitabım var.
Sadece Tom'u görmek istiyorum.
Sadece Tom'u bulmak istiyorum.
Ben sadece bir elçiyim.
Sadece sabırlı olmak zorundayız.
Biz sadece eğleniyorduk.
O sadece geçici bir sevdaydı.
Sadece tek bir dileğim var.
O yalnızca iş hakkında konuşur.