Examples of using "Soltanto" in a sentence and their turkish translations:
Medistasyon sadece gerçekten huzurlu pozitif bir zihin
Sadece seni duyuyorum.
Bunu bana bakarak anlamıyor olabilirsin
yapıyı tamamen parçalayablir.
Tek vekil öğretmen benim.
Sadece bir bardak su içiyorum.
Onun sadece yüzeysel bir Japonca bilgisi vardır.
Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.
bölge sadece hasta değil,
- Sen bana sadece elli sent verdin.
- Sen bana yalnızca elli sent verdin.
Bunun sadece bir tesadüf olduğundan şüpheliyim.
Ben sadece bir aile dostuyum.
Çorba soğumuş maalesef.
Tom onu gerçekten söyledi mi?
Ben testte sadece 33 puan aldım.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
Tom ve Mary'nin yalnızca bir çocuğu vardı.
Şu an tüm dünyada sadece yaklaşık 350 çocukta var.
Sadece bir tane al.
Sadece arkadaş mıyız?
Biz sadece çocuklarız.
Sadece onları ziyaret etmek istiyorum.
Ben sadece onları eğlendirmek istiyorum.
Sadece onlara yardım etmek istedim.
Eve yalnızca kahve içer.
Biz sadece arkadaşız.
Biz sadece arkadaştık.
Biz sadece onlara yardım etmek istiyoruz.
Ben sadece onlara yardım etmek istiyorum.
Yapabileceğimiz tek şey Kendimizi sıcak tutup beklemek.
Bugün çok az bir bölümü hâlâ yetişiyor,
- Etrafıma bakınıyorum.
- Sadece etrafa bakınıyorum.
Sadece bir çizik.
Tom kesinlikle aptal değil. O sadece tembel.
O yalnızca filmlerde olur.
Onlar sadece Tom'u istiyor.
Sadece bilmek istiyorum.
Sadece okumak istiyorum.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
Sadece özür dilemek istiyordum.
Sadece şaka yapıyordum.
Ben sadece konuşmak istiyorum.
Sadece Tom biliyor.
Sadece Tom gülümsedi.
Sadece on sekiz yaşındayım.
Sadece dinliyorum.
Ben sadece onu küçük düşürmek istiyorum.
Ben sadece ona yardım etmek istiyorum.
Sadece onu bulmam gerekiyor.
Ben sadece otuz yaşındayım.
Sadece nakit alıyoruz.
sadece tek bir sebebi var:
Yalnızca vizyonlu projeler finansal yatırım almaya hak kazanır.
Tam gece yarısı.
Mutlu bir evliliğimiz varmış gibi davranalım.
Bu sadece bir deyim.
Bu sadece benim.
Bu sadece Tom.
Sadece bir alternatif var.
Sadece bilmek istiyordum.
O sadece bir hipotezdi.
Sadece onu bulmak istiyoruz.
Sadece izliyorum.
Sadece kahve.
Bu sadece doğal.
Sadece pazartesi.
Sadece onları istiyorum.
Sadece onu ziyaret etmek istiyorum.
Sadece onu ziyaret etmek istiyorum.
Sadece onu görmek istedim.
Sadece onu görmek istedim.
Ben sadece onu küçük düşürmek istiyorum.
Sadece ona yardım etmek istedim.
Sadece ona yardım etmek istedim.
Sadece onu bulmak istiyorum.
Sadece onu bulmak istiyorum.
Biz sadece onu bulmak zorundayız.
Biz sadece onu bulmak zorundayız.
Sadece bunu nereden aldığını kimseye söyleme.
Size progeria ile ilgili biraz daha bilgi vermek istiyorum.
O, onun sadece bir arkadaş olmasını istiyor.
Onlar sadece fikirlerdir.
Bu sadece bir iş.
Sadece açıklıyorum.
Bu sadece başlangıç.
Sen sadece sıkı çalışmalısın.
Örneğin, "Belli ki başka bir casus
Unutmayın, bunu sadece çaresiz kaldığınızda deneyin.
O, onu daha çok tanısaydı onunla evlenmezdi.
Sırf birinin doğum günü veya sadece Noel diye
O, sadece çok doğrudur.
- Sadece merak ettim.
- Sadece merak etmiştim.
Sadece emin olmak istiyorum.
Kalan sadece üç gün var.