Examples of using "Cinque" in a sentence and their turkish translations:
- Beş dolarınız var mı?
- Beş doların var mı?
Beş kere beş yirmi beştir.
- Benim beş arkadaşım var.
- Beş arkadaşım var.
Bana beş gün verin.
Beş köfte istiyorum.
Çak bir beşlik.
O, beş cinayet işledi.
Beş adam gördüm.
Saat tam beş.
Sana beş dolar borçluyum.
- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.
Ben beş tane ananas istedim.
O beş yaşında.
- Beş kedim var.
- Beş tane kedim var.
Beş çocuk yetiştirdi.
Çak bir beşlik!
Bu gece beş misafir ağırlıyoruz.
Bana beş dakika daha verin.
Bu araba beş kişi kapasitelidir.
- Lütfen beş dakika bekle.
- Lütfen beş dakika bekleyin.
- Seni beş dakika içinde arayacağım.
- Seni beş dakikaya tekrar arayacağım.
Geçen yıl beş tane otomobilim vardı.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
Ben beş saat boyunca bekledim.
Beş dakika daha bekleyeceğim.
Beş dolarım yok.
Beş sömürgeci öldürüldü.
Beş prototip tamamlandı.
Beş saat onları aradı.
- Teyzem beş çocuk yetiştirdi.
- Halam beş çocuk yetiştirdi.
Beş adet reformla.
Beşte görüşürüz.
Ben beş dil konuşurum.
Beş köfte istiyorum.
Tamam. Biz saat beşte buluşacağız.
Otobüs, beş dakika içinde ayrılacak.
O, onu beş dolara aldı.
Odada beş tane oğlan vardı.
"Dört artı beş kaçtır?" "Dört artı beş dokuzdur."
Burada beş kurşun kalem var.
- O beş yıldır ölüdür.
- O, beş yıl önce öldü.
Otobüs beş dakika içinde burada olacak.
Beş dakikaya daha ihtiyacım var.
Filmi beş kez izledim.
Film beş dakika içinde başlıyor.
Beş kişilik bir masanız var mı?
Şimdiye kadar sadece beş misafir geldi.
Yağmur beş gün sürdü.
Onun beş ağabeyi var.
Beş civarında oraya varacak.
O, beş yıl önce öldü.
Latincede beş çekim vardır.
Beş saat beklemek zorunda kalacağız.
Bizim beş çeşit kebabımız var.
O, beş yıl önce öldü.
Deneme beş gün sürdü.
Beş yıldır İngilizce çalışıyorum.
Bu sabah saat beşte uyandım.
5'e 4 oyla.
en derin yer beş kilometre aşağıdaydı.
Önümüzdeki beş yıl boyunca
bir, üç, beş, yedi -
En az beş dolara mal olur.
Öğleden sonra saat beşte orada olacağım.
John'un beş elması var.
Saat beşte geri geldi.
Yaklaşık beşte gidelim.
Bu uçak beşte havalanacak.
O beş dil konuşuyor.
Beş kişi öldü.
Bir taksi tut. 5 dakika içinde gelecek.
Beş yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz?
Beş dakika içinde geri döneceğim.
Beş dakikadır uzaktaydım.
Yedi eksi iki, beş yapar.
Keki beş parçaya böldü.
Beş dolarına bahse girerim ki gelmeyecek.
Her biri beş dolara elmalar satarlar.
Mike saat beşte kütüphaneden geri döndü.
Peş peşe beş gün yağmur yağdı.
O, beşe kadar dönecek.
Beş yıldır bir öğretmenim.
Beşte evde olacağım.
Tom 5 Mayıs, 2010 da doğdu.
Ben beş kız kardeşi olan bir adam tanıyorum.
Doyuracak beş boğaz var.
Saat dokuza beş var.
Beşten önce başlamalıyız.
Dört çarpı beş yirmidir.
İşte 5 dolar.
Onlar saat beşte çay içerler.
Beş dakikadır buradayım.
O saat beşte döndü.
Bu kutuda beş elma vardır.
Biz dokuzdan beşe kadar çalışırız.
Yarın beş gündür kar yağıyor olacak.
Annem beş dil konuşabilir.