Examples of using "Aree" in a sentence and their turkish translations:
Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.
Okyanusun büyük alanları kirletildi.
Çoğu kişi kentsel alanlarda yaşar.
Bence, daha yavaş teknolojik gelişmeler isteyebileceğin
Yiyecek hazırlama merkezlerinde,
Beslenme ve malzeme gibi alanlara yapılan yatırımları da içeriyordu.
...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.
Sıcak iklim kuşaklarındaki insanların köri gibi baharatlı şeyler yemeleri garip.
Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek
Ben sigara içilmeyen alanlarda sigara içen insanlardan nefret ederim.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.