Translation of "Abitudine" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Abitudine" in a sentence and their turkish translations:

Come era mia abitudine.

bara gitmeye hazırlanıyordum.

È una cattiva abitudine.

Kötü bir alışkanlık.

- Devi sbarazzarti di quella cattiva abitudine.
- Deve sbarazzarsi di quella cattiva abitudine.

O kötü alışkınlıktan kurtulmalısın.

Fumare è una cattiva abitudine.

Sigara içmek kötü bir alışkanlık.

Era sua abitudine alzarsi presto.

Erken kalkmak onun alışkanlığıydı.

Una cattiva abitudine viene presa facilmente.

Kötü bir alışkanlık kolay edinilir.

L'ultima abitudine di cui vi voglio parlare

Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp

Mangiarsi le unghie è una cattiva abitudine.

Tırnaklarını yemek kötü bir alışkanlıktır.

Non è facile sbarazzarsi di una cattiva abitudine.

- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak basit değildir.

Scrivere in un diario è una buona abitudine.

Günlük yazmak iyi bir alışkanlıktır.

Mangiare tra un pasto e l'altro è una cattiva abitudine.

Öğünler arasında yemek yemek kötü bir alışkanlıktır.

Dopo aver che si è creata una cattiva abitudine, non è possibile sbarazzarsene facilmente.

- Kötü alışkanlığa bir bulaşırsan, ondan kolayca kurtulamazsın.
- Bir kere kötü bir alışkanlık sahibi olunca ondan kurtulmak kolay olmaz.
- Kötü bir alışkanlık edindin mi kolay kolay ondan kurtulamazsın.

- È nostra abitudine toglierci le scarpe quando entriamo in casa.
- È nostra consuetudine toglierci le scarpe quando entriamo in casa.

Biz eve girdiğimizde ayakkabılarımızı çıkarmak bizim geleneğimizdir.