Examples of using "Sose" in a sentence and their turkish translations:
Ona asla zarar vermezdim.
Onu hiç denemedim.
Asla daha iyi hissetmedim.
- Onu asla küçümseme.
- Onu asla hafife alma.
Asla burada oynama.
Tom'u hiç görmedim.
asla bir araya getirilemez
Onun şarkı söylediğini asla duymadım.
- Kitle iletişim araçlarına asla inanma.
- Kitlesel medyaya asla inanma.
Hiç böyle korkmadım.
Asla kimseye inanmayın.
O zamana kadar hiç panda görmemiştim.
Bir düzücüyle asla düzüşme.
Kameraya da hiç alınmamıştır.
Daha önce hiç kayda alınmamış bir davranış.
Hiç golf oynamadım.
Bugünün işini yarına bırakma.
Sanırım, seni daha önce hiç bu kadar sarhoş görmedim.
Yavrusunu koruyan anne hafife alınmaz.
Orada onunla konuştuğumu asla unutmayacağım.
Asla golf oynamadım.
Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.
O, kötü gün için hiç tasarruf yapmaz.
Ya hiç görülmemiş ya da nadiren şahit olunan bir şey.
Onu asla unutma.
İşin buraya geleceğini bilseydim, izin vermezdim.
Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.
Susturmak için asla iyi bir şansı kaçırma.
Asla umudunuzu kaybetmeyin.
Sen asla gerçek bir elmas görmedin.
Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.
Öyle düşük bir fiyata yağ satın alabileceğini asla tahmin etmezdim.