Examples of using "Mondták" in a sentence and their turkish translations:
Bunu onlar söyledi.
Dediler ki,
Bir çoğunuz,
Bazıları bana dedi ki
Bana söylenen bu.
O bana asla söylenmedi.
Henüz bize söylenmedi.
- Onlar bize beklememizi söylediler.
- Beklememizi söylediler.
Ben bunu bana öğretildiği gibi yaparım.
Sadece sana söylendiği gibi yap.
Bana bunu yapmamam söylendi.
Onların söylediği gibi yapmalıyız.
Onlar onun çok zengin olduğunu söylediler.
Onlar burada beklememi söyledi.
Onlar bana buraya geri gelmemi söyledi.
Öyle yapman sana söylendi mi?
Burada beklememizi söylediler.
Ve o bazıları 6 yaşında olan çocuklara,
Çünkü çok tehlikeli olduğumuzu söylüyorlardı.
Bana bir süre beklemem söylendi.
Keşke sana söylenildiği gibi yapsan.
Çocuklar, senin burada olduğunu söyledi.
Meşgul olduklarını söylediler.
Bana beni görmek istediğin söylendi.
Bana söylenmedi.
Üç saat önce bana söylenen bu.
Kaçakçılardan korkmadıklarını söylediler.
Sözleşme karşılıklı olarak feshedildi.
Bazıları bunu yapmak yerine okulda olmam gerektiğini söylüyor.
Bana Tom'un tek başına çalışmayı sevdiğini söylendi.
Ebeveynlerim büyüklerime saygı göstermemi söyledi.
Bir vizeye ihtiyaç duyduğum asla bana söylenmedi.
Bana Tom'un artık Boston'da yaşadığı söylendi.
Bana onu yapamadığım söylendi.
Bay Wilson'ın durumunun değişmediğini söylediler.
aile yabancılaşmasına en iyi aday olduğumuzu söylediler.
Eğer kötü bir şey olsaydı bana söylenirdi.
kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.
Öğrenciler üç sınav daha olacaklarını söyledi.
O ona "yarın asılacaksın" dedi. Bunu duymak kesinlikle onu teselli etmedi.
O sıralarda şöyle bir espri vardı, "ABD'de asla darbe olmaz çünkü orada ABD büyükelçiliği yok."
ve önümüzdeki beş yıl içerisinde üzüntü duyabileceğimizi söyledi.
Bu ilacı aldıktan sonra kendimi daha iyi hissedeceğim söylendi.
Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.
Onlar Boston'da evlendi.
Polis Tom'dan elleri yukarıda evden çıkmasını söyledi.