Translation of "Egyedül" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Egyedül" in a sentence and their turkish translations:

- Egyedül vagytok?
- Egyedül van?

- Yalnız mısın?
- Yalnız mısınız?

- Gyere egyedül!
- Egyedül gyere!
- Egyedül jöjj!
- Egyedül jöjjél!
- Csak te gyere!

Yalnız gel.

- Ne hagyj egyedül!
- Ne hagyjon egyedül!
- Ne hagyjatok egyedül!
- Ne hagyjanak egyedül!

- Beni yalnız bırakma.
- Beni yalnız bırakmayın.

- Egyedül megyek oda.
- Egyedül megyek.

Tek başıma gideceğim.

- Szeretek egyedül utazni.
- Egyedül szeretek utazni.

Yalnız seyahat etmeyi severim.

- Tom egyedül volt?
- Egyedül volt Tomi?

Tom yalnız mıydı?

- Tom egyedül jött.
- Tamás egyedül jött.

Tom yalnız geldi.

- Szeretsz egyedül utazni?
- Szeret egyedül utazni?

Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?

- Menj csak egyedül!
- Csináld csak egyedül!

Yalnız devam edin!

Egyedül voltam.

Yapayalnızdım.

Egyedül vagyunk.

Evrende yalnızız.

Nincs egyedül.

Yalnız da değil.

Egyedül van.

O yalnızdır.

Egyedül sétáltam.

Tek başıma yürüdüm.

Egyedül utaztam.

Tek başıma seyahat ettim.

Egyedül élsz?

Yalnız mı yaşıyorsun?

Egyedül él.

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

Egyedül utazom.

- Yalnız seyahat ediyorum.
- Yalnız geziyorum.
- Yalnız yolculuk ediyorum.

Egyedül vagyok.

Yalnızım.

Egyedül csináltátok?

Bunu tek başına mı yaptın?

Egyedül élek.

Ben tek başıma yaşıyorum.

Csináld egyedül!

Onu tek başına yap.

Egyedül megyek.

Kendim gideceğim.

Egyedül leszek.

Kendi başıma olacağım.

Egyedül megyünk.

Yalnız gidiyoruz.

Egyedül eszem.

Yalnız yemek yerim.

Egyedül dolgozom.

Kendi başıma çalışırım.

Egyedül jövök.

Yalnız geleceğim.

Egyedül utazol?

Tek başına mı seyahat ediyorsun?

Egyedül jön.

- Kendi başına geliyor.
- O yalnız gelir.

Egyedül dolgozik.

O yalnız iş yapar.

Egyedül táplálkoztam.

Yalnız yemek yedim.

Egyedül éltem.

Ben yalnız yaşıyordum.

Egyedül jöttem.

- Kendim geldim.
- Tek başıma geldim.

Hazamentem egyedül.

Eve yalnız gittim.

Egyedül vacsoráztam.

Akşam yemeğini kendi başıma yedim.

Egyedül laksz?

Kendi başına mı yaşıyorsun?

Egyedül csináltam.

Onu tek başıma yaptım.

- Nem vagy egyedül.
- Te nem vagy egyedül.

Yalnız değilsin.

- Ezt egyedül csináltad?
- Te ezt egyedül csináltad?

Onu tamamen tek başına mı yaptın?

- Olyan egyedül vagyok.
- Annyira nagyon egyedül vagyok.

- Ben çok yalnızım.
- Çok yalnızım.

- Egyedül ülök a házamban.
- Itthon ülök egyedül.

Evimde yalnız başıma oturuyorum.

- Egyedül voltál?
- Egyedül voltatok?
- Csak te voltál?

Yalnız mıydın?

- Egyedül vagyok itt?
- Egyedül én vagyok itt?

Burada yalnız mıyım?

- Én egyedül élek itt.
- Egyedül élek itt.

Burada yalnız yaşıyorum.

- Soha nem voltál egyedül.
- Sosem voltak egyedül.

Asla yalnız değildin.

- Egy erdőben lakik egyedül.
- Egy erdőben él egyedül.

O, ormanda tek başına yaşar.

- Soha sem voltak egyedül.
- Soha nem voltak egyedül.

Onlar asla yalnız değildi.

- Tom, nem vagy egyedül.
- Nem vagy egyedül, Tom.

Yalnız değilsin, Tom.

- Ezt egyedül kell megoldanom.
- Egyedül kell ezzel foglalkoznom.

Bunu tek başıma halletmek zorundayım.

- Miért nem egyedül mész?
- Miért nem mész egyedül?

Neden yalnız gitmiyorsun?

- Megszoktam, hogy egyedül lakom.
- Hozzászoktam, hogy egyedül élek.

- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.

És nincs egyedül.

Yalnız da değil.

Szeretek egyedül utazni.

Tek başıma seyahat etmeyi severim.

Egyedül szeretnék utazni.

Ben yalnız seyahat etmek istiyorum.

Hagyjuk őt egyedül.

Onu yalnız bırakalım.

Szeret egyedül lenni.

O, kendi başına olmayı sever.

Egyedül állt ott.

O kendi başına durdu.

Egyedül maradt itt.

O, burada tek başına kaldı.

Tom egyedül evett.

Tom yalnız başına yemek yedi.

Szeretek egyedül sétálni.

Yalnız yürümeyi severim.

Tom egyedül sétált.

Tom yalnız başına yürüdü.

Szeretsz egyedül lenni?

- Yalnız kalmayı sever misin?
- Yalnız kalmaktan hoşlanır mısın?

Vidéken lakott egyedül.

O kırsal bir yerde tek başına yaşadı.

Tamás egyedül jött.

Tom kendi başına geldi.

Egyedül akartam lenni.

Yalnız olmak istedim.

Nem vagyunk egyedül.

Yalnız değiliz.

Tom egyedül van.

Tom yalnız.

Teljesen egyedül vagyok.

Ben tek başımayım.

Tom egyedül utazik.

Tom tek başına seyahat ediyor.

Egyedül megyek oda.

Oraya yalnız gidiyorum.

Egyedül él ott.

Orada yalnız yaşamaktadır.

Egyedül jöttél ide?

Buraya tek başına mı geldin?

Egyedül ment oda.

- O, tek başına oraya gitti.
- O, oraya kendisi gitti.

Mindezt egyedül csináltam.

Bunun hepsini kendim yaptım.

Egyedül érzem magam.

Canım yalnız olmak istiyor.

Egyedül szeret utazni.

O tek başına seyahat etmeyi sever.

Egyedül lakom ott.

Orada tek başıma yaşıyorum.

Jól megleszek egyedül.

Kendi başıma iyi olacağım.

Tom egyedül reggelizett.

Tom tamamen tek başına kahvaltı yaptı.

Szeretek egyedül lenni.

Tek başıma olmayı seviyorum.

Sosem voltak egyedül.

Onlar asla yalnız değildi.

Inkább egyedül dolgozok.

Yalnız çalışmayı tercih ediyorum.

Egyedül élt ott.

O, orada tek başına yaşadı.

Ezt egyedül tetted?

Onu tek başına mı yaptın?

Tom egyedül él.

- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.

Utaztál valaha egyedül?

Hiç yalnız seyahat ettin mi?

Teljesen egyedül voltunk.

Hepimiz yalnızdık.

Tom egyedül élt.

Tom yalnız yaşıyordu.