Translation of "Marad" in Turkish

0.088 sec.

Examples of using "Marad" in a sentence and their turkish translations:

Ki marad?

Kim kalıyor?

Tom marad.

Tom kalıyor.

Tom nem marad.

Tom kalmıyor.

A nagynénjénél marad.

Teyzesinde kalıyor.

Tom itt marad.

Tom orada kalıyor.

Tom velünk marad.

Tom bizimle kalıyor.

Tamás itt marad?

Tom burada mı kalıyor?

A központunk marad Bostonban.

Genel Merkezimiz Boston'da kalacak.

Mennyi ideig marad országunkban?

Ne kadar süre için ülkemizde kalıyorsun?

Remélem, hogy Tom marad.

Tom'un ayrılmadığını umuyorum.

Tamás inkább otthon marad.

Tom evde kalmayı tercih ediyor.

A picsa picsa marad.

Bir pislik her zaman bir pislik kalır!

Tom holnapig marad Bostonban.

Tom yarına kadar Boston'da.

Mennyi ideig marad Japánban?

Japonya'da ne kadar süre kalacak?

Lázas tevékenysége nem marad észrevétlen.

Bu coşkun enerji birinin gözüne takılıyor.

Mi értéke marad az életének?

o hayatın değeri ne?

Tomi stresszhelyzetekben is nyugodt marad.

Tom baskı altında soğukkanlıdır.

- Azt tervezi, hogy otthon marad ma este.
- Azt tervezi, otthon marad ma este.

Bu gece evde kalmayı planlıyor.

Minél tovább marad a nyílt színen...

Açıklıkta ne kadar kalırsa...

- Tom élni fog.
- Tom életben marad.

Tom yaşayacak.

Tom megígérte, hogy itt marad veletek.

Tom burada sizinle kalmak için söz verdi.

Tomi úgy döntött, hogy Mariéknál marad.

Tom Mary'nin evinde kalmaya karar verdi.

Minden elszáll, és semmi nem marad.

Her şey akar ve hiçbir şey kalmaz.

Tom sosem marad tovább egy hétnél.

Tom asla bir haftadan fazla kalmaz.

Sokáig marad mindig, amikor csak jön.

O, her gelişinde uzun süre kalır.

A műtét után benn marad megfigyelésen.

Ameliyattan sonra gözlem altında kalıyor.

A boldog házasság titka titok marad.

Mutlu bir evliliğin sırrı, bir sır olarak kalır.

Úgy döntött, velünk marad egy időre.

Bir müddet bizde kalmaya karar verdi.

Így marad továbbra is életben a történet.

Bu şekilde hikâyeler hep hayatta kaldı ve hayatta kalmaya da devam edecek.

A fókáknak már nem marad elég energiájuk,

harcanan kaloriler

És ez a tevékenység... nem marad észrevétlen.

Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.

A vírus ott marad, továbbra is fertőzésképesen.

Virüs hala ellerinizde. Sizi ve diğerlerini hala hasta edebilir.

Olyan vagyok, aki nem szívesen marad magára.

- Yalnız olmaya dayanamayan bir erkeğim.
- Yalnız olmaya dayanamayan bir insanım.

Szinte semmi időm nem marad az angolra.

İngilizce çalışmak için neredeyse hiç vaktim yok.

Remélem, továbbra is ilyen szép idő marad.

Bu güzel havanın devam edeceğini umuyorum.

- Ön meddig marad Kiotóban?
- Meddig maradsz Kiotóban?

Kyoto'da ne kadar kalacaksın?

Az iskolával... Minden itt marad majd az alaphoz.

okul... Hepsi bu vakfa kalacak.

- Jobb, ha így marad.
- Jobb úgy, ahogy van.

Olduğu gibi daha iyi.

Annyi a dolgom, hogy semmi időm nem marad.

O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.

Félt a gyerek, hogy egyedül marad a sötétben.

Çocuk karanlıkta yalnız bırakılmaktan korkuyordu.

Tominak szokásává vált, hogy éjszaka sokáig fent marad.

Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığında.

Ami végbemegy a fejemben, az ott is marad.

Kafamın içinde olanlar kafamda kalır.

- Hol van már Tomi?
- Hol marad eddig Tomi?

- Tom nerede kaldı?
- Tom nerede ya?

Ha csak egy dolog marad meg önökben az előadásomból,

Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,

Melyek elpárolognak, és így a vírus a levegőben marad.

ve bunlar buharlaşır ve canlı virüsü havada bırakabilir.

Tomnak a hónap végére általában egy fillére sem marad.

Tom ayın sonunda genellikle beş parasızdır.

Tomi a rokonaival marad Bostonban a következő három hétben.

Tom önümüzdeki üç hafta boyunca, Boston'daki akrabalarının yanında kalıyor.

Aki a hibáid ellenére melletted marad, az valóban szeret.

Birisi yaptığın hataya rağmen yanında kalıyorsa, iste o kişi gerçekten sevendir.

Úgy volt, hogy ez a mi kis titkunk marad.

Bu küçük sırrın aramızda kalması gerekiyordu.

S miért nem marad minden a helyén a következő ciklusig?

Ya da neden bir dahaki döngüye kadar orada kalmıyor?

Sir Francis Drake ma Anglia egyikének marad legnagyobb tengeri hősök.

Sir Francis Drake günümüzde İngiltere'nin en büyük denizci kahramanlarından birisi olarak hatırlanır.

Akár félmillió ivadék is kikel. És csak egy maroknyi marad életben.

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

Az egyetlen, ami az ember előtt rejtve marad, az saját maga.

- İnsanın bilmediği tek şey insanın kendisidir.
- İnsan için bilinmeyen tek şey insanın kendisidir.

Aki nem szereti a bort, nőket és a dalt, egész életére bolond marad.

Kim şarap, kadın ve şarkı sevmez; bütün hayatı boyunca aptal kalır.

A parányi hím elnyeri párját. Egy zajos világban néha jobban jár, aki csendben marad.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

A család olyan, mint az ágak a fán, mi mind más irányba fejlődünk, mégis a gyökerünk egy és ugyanaz marad.

Aile ağacın dalları gibidir. Hepimiz farklı yönlere uzarız, ama kökümüz birdir.