Examples of using "Különben" in a sentence and their turkish translations:
Aksi takdirde düşünce özgürlüğümüz,
Acele et; yoksa geç kalacaksın.
Acele et yoksa geç kalacaksın.
Neyse, ne hakkında endişelisin?
Başka ne dediler?
Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.
Zaten orada ne yapıyordun?
- Neyse, burada ne yapıyorsun?
- Zaten burada ne yapıyorsun ki?
Neyse, başka seçeneğimiz yok.
çünkü aksi takdirde, şu anda yüzleştiğimiz bu birçok davaya
Derhal git, yoksa geç kalacaksın.
Her neyse, onunla ne yapıyordun?
Yoksa bu çok üzücü bir hikaye olurdu.
çok derinlere girmeyin, yoksa onları kaybedersiniz.
Başka bir şey söylemedi.
Zaten işi bırakmak istiyordum.