Examples of using "Fogsz" in a sentence and their turkish translations:
Sen kaybedeceksin.
- Bekleyecek misin?
- Bekleyecek misiniz?
Ağlayacak mısın?
Yemek yiyeceksin.
- Yardım edeceksin.
- Yardım edeceksiniz.
Öğreneceksin.
İtaat edeceksin.
Sen hüküm süreceksin.
Bekleyeceksin.
- Güleceksin.
- Güleceksiniz.
Kazanacağını biliyorum.
Bugün ölmeyeceksin.
Evde kalacak mısın?
Ne alacaksınız?
- Ne yapacaksın?
- Ne yapacaksınız?
Nerede kalacaksınız?
Seni özleyeceğim.
Gidecek misin?
Nereye gidiyorsun?
Sizi özleyeceğiz.
Başın belaya girecek.
Kan kaybından ölmeyeceksin.
Gerçekten seni özleyeceğim.
Nerede yaşayacaksın?
Ne çalacaksın?
Seni çok özleyeceğim.
- İçmek için ne alacaksın?
- Ne içmek zorunda kalacaksın?
Sen kazanmayacaksın.
Ne paketleyeceksin?
Ne zaman gidiyor olacaksın?
Kazanabilirsin.
Öleceksin.
Ölmeyeceksin.
Asla kazanmayacaksın.
Beni öldürecek misin?
Yardım edeceksin, değil mi?
Kaybolacaksın.
Nasıl dövüşeceksin?
Nerede çalışıyor olacaksın?
Ne satın alacaksın?
Ben de seni özleyeceğim.
Bir şey hatırlamayacaksın.
Bize yardım edecek misin?
Bağırılacak mıyım?
Başka bir şey satın alacak mısın?
Geleceğini biliyordum.
- Beni terk etmeyeceksin, değil mi?
- Beni terk etmeyeceksiniz, değil mi?
Orada ne yapacaksın?
Onlarla ne yapacaksın?
Ne zaman daha çok bileceksin?
Tom'la ne hakkında konuşacaksınız?
Bu yaz ne yapıyor olacaksın?
Beni koruyacaksın, değil mi?
Sen beni hep hatırlayacaksın.
Onunla ne yapacaksın?
Ne zaman gidiyor olacaksın?
Kaybedeceksin.
Hiçbir şey hissetmeyeceksin.
Ne yapacaksın, Tom?
Buna hızla alışacaksın.
Kalacağını biliyordum.
Sen de bizimle gidecek misin?
Bugün ne yapacaksın?
Bugün öğle yemeği için ne yiyeceksin?
Seni çok özleyeceğim.
Bugün yüzmeyecek misin?
- Umarım beni duyarsınız.
- Beni duyacağınızı umuyorum.
Tom'a ne söyleyeceksin?
O konuda ne yapacaksın?
Oh, yakında buna alışacaksın!
Bu akşam ne yapacaksın?
Acele et; yoksa geç kalacaksın.
Bir iş olmadan nasıl geçineceksin?
Akşam yemeğini nerede yediğin umurumda değil.
Geri geleceğinizi biliyordum.
Beni kurtarmaya geleceğinizi biliyordum.
Beni bulacağınızı biliyordum.
Bu yaz ne yapacaksın?
Çok öğreneceğini biliyorum.
- Gözlerinize inanmayacaksınız.
- Gözlerinize inanamayacaksınız.
Yarın öğleden sonra ne yapacaksın?
İşi ne zaman bitireceksin?
Yakında İngilizce konuşabileceksin.
Bunu duyduğuna şok olacaksın.
Sen cehennem ateşinde yanacaksın.
Toplantıya katılmayacak mısın?
Yağmur yağarsa ne yapacaksın?
Ne yapacağını bilmiyorum.
Sana çok güzel bir kıyak yapacağım.
Ne satın alacaksın?
yoksa Yapışkan Vicky gibi kokarsınız.''
Yakında ona alışacaksın.