Translation of "Hallott" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Hallott" in a sentence and their turkish translations:

Lépéseket hallott.

O, ayak sesleri duydu.

- Minden éjjel lövéseket hallott.
- Lövéseket hallott minden éjjel.

O her gece silah sesi duyar.

Tom zajt hallott.

Tom bir gürültü duydu.

Tom hallott valamit.

Tom bir şey duydu.

Hallott téged Tom.

Tom seni duydu.

Senki nem hallott semmit.

Kimse bir şey duymadı.

Tom fentről zajokat hallott.

Tom üst kattan bir gürültü duydu.

Tom semmit sem hallott.

Tom bir şey duymadı.

Tomi hallott valamit Mariról.

Tom'un Mary hakkında haberi var.

Tom hallott valakit sikítani.

Tom birinin bağırdığını duydu.

Néhányuk már biztosan hallott róla,

Bazılarınız bunu duymuş olabilir,

Fülelt, de nem hallott semmit.

O, dinledi ama bir şey duymadı.

Tom hangokat hallott a házban.

Tom evde sesler duydu.

Tom kopogást hallott az ajtón.

- Tom kapının vurulduğunu duydu.
- Tom kapının çaldığını duydu.
- Tom bir kapı sesi duydu.

Tom egyáltalán nem hallott semmit.

- Tom hiçbir şey duyamadı.
- Tom hiçbir şey işitemedi.

- Senki nem hallott még róla, csak én.
- Rajtam kívül senki sem hallott még erről.

Benden başka hiç kimse onu duymadı.

Tom lépéseket hallott a szobája előtt.

Tom kapının dışında ayak sesleri duydu.

Rosszul hallott, és menni sem tudott.

İşitme güçlüğü vardı ve yürüyemiyordu.

Éppen arra haladt a kerékpárjával, amikor segélykiáltást hallott.

O, bir yardım çığlığı duyduğunda, bisikletiyle geçiyordu.

Tom zenét hallott, amely a szomszéd szobából jött.

Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.

Tom zajt hallott, hát kiment megnézni, mi az.

Tom bir gürültü duydu ve onun ne olduğunu görmek için dışarı çıktı.

- Sikítottam, de senki nem hallotta.
- Kiabáltam, de senki sem hallott.

Çığlık attım ama kimse beni duyamadı.

Amikor tévézel, vagy rádiót hallgatsz, a hallott zene gyakran afrikai eredetű.

Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.

Éppen beszédet tartott, de hirtelen abbahagyta, mikor egy furcsa zajt hallott.

O bir konuşma yapıyordu ama garip bir ses duyunca aniden konuşmayı durdurdu.

Tom az első emberi lény, aki valaha is hallott hermelint énekelni.

Tom gelinciklerin şarkı söylemesini duyan şimdiye kadar ki ilk kişidir.

- Már lefeküdni készült, amikor kopogtak.
- Épp ágyba akart bújni, amikor kopogást hallott.

Birisi kapıyı çaldığında o yatmaya gitmek üzereydi.

Az unokaöcsém két éve elutazott Spanyolországba, de a nagynéném azóta sem hallott róla.

İki yıl önce kuzenim İspanya'ya gitti, ancak teyzem henüz ondan haber almadı.

Egy párhetes kiselefánt... most valódi alakokhoz kötheti az eddig csak az erdőből hallott hangokat.

Sadece birkaç haftalık bir bebek bu. Ağaçların arasından duyduğu sesler sonunda gözünde somutlaşıyor.

- Hallottál valamit a szervezetről?
- Hallott valamit a szervezetről?
- Hallottatok valamit a szervezetről?
- Hallottak valamit a szervezetről?

Organizasyon hakkında bir şey duydunuz mu?

- Hallottak már valamikor valakit eszperantóul beszélni?
- Hallottatok már valamikor valakit eszperantóul beszélni?
- Hallott már ön valamikor valakit eszperantóul beszélni?
- Hallottál már valamikor valakit eszperantóul beszélni?
- Hallottál valaha valakit eszperantóul beszélni?

Sen hiç Esperanto dilini konuşan birini duydun mu?