Translation of "Ellopták" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Ellopták" in a sentence and their turkish translations:

- Ellopták a kerékpáromat.
- Ellopták a biciklimet.

Benim bisikletim çalındı.

Valószínűleg ellopták.

Muhtemelen çalındı.

Ellopták a pénzét.

Birisi onun parasını çaldı.

Ellopták az órámat.

Saatim çalındı.

Ellopták az útlevelem.

Pasaportum çalındı.

Egészen biztosan ellopták.

O çalınmış olmalı.

Ellopták a kocsimat.

Arabam çalındı.

Ellopták a termoszomat.

Termosum çalındı.

Ellopták az újságomat.

Dergim çalındı.

Ellopták az autómat.

Arabam çalındı.

Ellopták Tomi bringáját.

Tom'un bisikleti çalındı.

Ellopták a pénzemet.

- Param çalınmıştı.
- Param çalındı.

Ellopták az ötletemet.

Benim fikrim çalındı.

- Tegnap éjjel ellopták a kocsimat.
- Múlt éjszaka ellopták az autómat.

Dün gece arabam çalındı.

A tárcámat tegnap ellopták.

- Cüzdanım dün çalındı.
- Dün cüzdanım çalındı.

Tegnap ellopták a kocsiját.

O, dün arabasını çaldırdı.

Ellopták a biciklimet tegnap.

Dün bisikletim çalındı.

Marinak ellopták a kézitáskáját.

Mary el çantasını çaldırmıştı.

Ellopták a kocsiját tegnap éjjel.

Dün gece arabasını çaldırdı.

Ellopták a buszon a pénztárcámat.

- Otobüste cüzdanımı çaldırdım.
- Cüzdanım otobüste çalındı.

Azt hiszem, a bőröndömet ellopták.

Sanırım valizim çalındı.

Ellopták a hitelkártyámat a metrón.

Kredi kartım metroda çalındı.

A múlt éjjel ellopták a karórámat.

Dün gece saatimi çaldırdım.

A kerékpárját ellopták, mert lezáratlanul hagyta.

Onu kilitsiz bıraktığı için onun bisikleti çalındı.

Tom egyik barátjának ellopták a személyazonosságát.

Tom'un bir arkadaşı kimliğini çaldırdı.

Mary azt állította, hogy ellopták a pénztárcáját.

Mary çantasının çalındığını iddia etti.

Ellopták a szerelmemet és vele a boldogság minden látszatát.

Onlar benim aşkımı ve mutluluğun bütün renklerini çaldılar.

Tomi azt álmodta, hogy megnyerte a versenyt, meg azt is, hogy ellopták a díjat.

Tom yarışmayı kazandığını hayal etti fakat onun ödülü çalındı.