Examples of using "Ebéd" in a sentence and their turkish translations:
Öğle yemeği!
Öğle yemeği hazır mı?
Öğle yemeği hazır!
Öğle yemeği harikaydı.
Öğle yemeğinde onun hakkında konuşalım.
O öğle yemeğinden sonra okur.
Öğle yemeği saat kaçta?
Öğle yemeğinde konuşabiliriz.
Öğle yemeği nasıldı?
Öğle yemeği öğleyin.
Öğle yemeğinden önce ellerimi yıkarım.
Öğle yemeğinden hemen sonra şekerleme yapmayı severim.
Öğle yemeği harika olurdu.
Öğle yemeğinden sonra alışverişe gideceğim.
Öğle yemeğinden sonra biraz uyuyacağım.
Akşam yemeği soğuyor.
Öğle yemeğinden önce asla bira içmem.
Öğle yemeği o kadar da güzel değildi.
İşimi öğlen yemeğinden önce bitirmek istiyorum.
Öğle yemeğinden önce onu yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?
- Öğle yemeğinde ne var?
- Yemekte ne var?
O hem öğle hem de akşam yemeği vardiyasında çalıştı.
O gösterişli lokantaya öğlen değil, akşam yemeği için gidelim.
Genellikle öğle yemeği ile iki fincan kahve içerim.
Biletler 13 dolar ve oyundan sonra bir piknik öğle yemeği dahildir.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.