Translation of "Beszéljünk" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Beszéljünk" in a sentence and their turkish translations:

Beszéljünk.

Hadi konuşalım.

Beszéljünk angolul!

İngilizce konuşalım.

Ne beszéljünk!

Konuşmayalım.

Beszéljünk Bostonról.

Boston hakkında konuşalım.

Beszéljünk erről.

Bunun hakkında konuşalım.

Ne beszéljünk.

Konuşmayalım.

Beszéljünk franciául.

- Fransızca konuşalım.
- Haydi, Fransızca konuşalım.

Beszéljünk Paoláról!

Hadi Paola hakkında konuşalım.

Beszéljünk vele.

Onunla konuşmamıza izin verin.

Beszéljünk az irodámban.

Benim ofisimde konuşalım.

Erről ne beszéljünk.

Bunun hakkında konuşmayalım.

Beszéljünk a halálról.

Ölüm hakkında konuşalım.

Beszéljünk a munkáról.

İş hakkında konuşalım.

Beszéljünk az ételekről.

Yiyecek hakkında konuşalım.

Beszéljünk valami másról!

Başka bir şey hakkında konuşalım.

Beszéljünk Skype-on.

Skype'de konuşalım.

Beszéljünk a jövőről.

Gelecek hakkında konuşalım.

Beszéljünk a rezisztens baktériumokról!

Bu bakteriler hakkında biraz konuşalım.

Erről többé ne beszéljünk!

Artık onun hakkında konuşmayalım.

Ha beszélni akarsz, beszéljünk.

Konuşmak istiyorsan, konuşalım.

Most ne beszéljünk arról!

Şu anda onun hakkında konuşmayalım.

Beszéljünk még egy előretekintő eszközről.

Pekâlâ, öngörü için başka bir araçtan daha bahsedelim.

Beszéljünk a munkádról ma este.

Bu akşam işin hakkında konuşalım.

Mostantól csak kellemes dolgokról beszéljünk.

Artık güzel şeylerden bahsedelim.

Beszéljünk úgy, mint férfi a férfival.

Erkek erkeğe konuşalım.

- Beszéljünk a szerelemről.
- Beszélgessünk a szeretetről.

Aşk hakkında konuşalım.

Legalább engedd meg, hogy beszéljünk róla.

En azından o konuda konuşalım.

Erről majd akkor beszéljünk, ha hazaértünk.

Eve gidince bunun hakkında konuşalım.

Most túlságosan elfoglalt vagyok ahhoz, hogy beszéljünk.

Şu an seninle konuşmak için çok meşgulüm.

- Legfőbb ideje, hogy beszéljünk egymással.
- Ideje beszélnünk.

- Konuşmamız gerekiyor.
- Konuşmamızın vakti geldi.

Először is beszéljünk arról, mit tett Tom.

- Önce, Tom'un yaptığı şey hakkında konuşalım.
- İlk önce, Tom'un ne yaptıklarından bahsedelim.

Mert az ellentmondások teszik lehetővé, hogy beszéljünk dolgokról.

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

Felejtsük el a múltat, beszéljünk inkább a jövőről.

Geçmişi unutalım ve gelecek hakkında konuşalım.

Beszéljünk halkan, hogy ne ébresszük fel a kisbabát.

Sessizce konuşalım böylece bebeği uyandırmayız.

Azért jöttem, hogy fontos dolgokról beszéljünk, ne csak fecsegjünk.

Buraya iş konuşmak için geldim, çene çalmak için değil.

- Ezt beszéljük meg ebéd közben.
- Beszéljünk erről egy ebéd mellett.

Öğle yemeğinde onun hakkında konuşalım.

A tanár csak az osztályteremben engedné meg, hogy franciául beszéljünk.

Öğretmen sınıfta sadece Fransızca konuşmamıza izin verirdi.

- Kérem, beszéljünk tovább angolul.
- Folytassuk a beszélgetést angolul, légy szíves.

Devamında İngilizce konuşalım lütfen.

De rég találkoztunk, igyunk egy vagy két pohárral, és beszéljünk a régi szép időkről!

Tanıştığımızdan beri uzun zaman oldu, bir ya da iki içki içelim ve iyi eski günlerden konuşalım.