Translation of "Doboz" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Doboz" in a sentence and their turkish translations:

A doboz nehéz.

- Kutu ağırdır.
- Kutu ağır.

A doboz üres.

Kutu boş.

A doboz fából van.

Kutu tahtadan yapılmıştır.

A doboz majdnem üres.

Kutu neredeyse boş.

Megettem egy doboz csokoládét.

Bir kutu çikolata yedim.

A doboz üres volt.

Kutu boştu.

Megevett egy doboz csokit.

O bir kutu çikolata yedi.

Nehéz az a doboz.

O kutu ağır.

Nagyon jó hasonlat a doboz.

ve kutu burada çok iyi bir metafor.

Ez csak egy üres doboz.

Bu sadece boş bir kutu.

A doboz nem volt üres.

Kutu boş değildi.

Az a doboz nagyobb ennél.

Şu kutu bundan daha büyüktür.

Egy nagy doboz volt a karjaiban.

Onun kollarında büyük bir kutu vardı.

Tom vett Marynek egy doboz sütit.

Tom Mary'ye bir kutu kurabiye aldı.

A doboz üres volt, amikor kinyitottam.

Kutuyu açtığımda kutu boştu.

Tom adott nekem egy doboz csokit.

Tom bana bir kutu çikolata verdi.

Majdnem teljesen üres ez a doboz.

Bu kutu neredeyse boş.

Tom vett Marynek egy doboz csokit.

Tom Mary'ye bir kutu çikolata aldı.

Ez a doboz nem olyan nehéz.

Bu kutu o kadar ağır değil.

Látott valamit a sok régi doboz mögött.

Bir sürü eski kutunun arkasında bir şey gördü.

A doboz nehéz volt, de azért elbírta.

Kutu çok ağırdı fakat onu taşımayı başardı.

Tomi megitta egyedül az egész doboz tejet.

Tom tek başına şişedeki tüm sütü içti.

Lopez bement a konyhába egy doboz tejért.

Lopez bir kutu süt için mutfağa gitti.

Látják, hogy a doboz határai nagyon jól definiálhatóak.

bu kutunun sınırlarının çok iyi tanımlandığını görürsünüz.

Ott kell lennie egy doboz gyufának a felső fiókban.

Üst çekmecede bir kutu kibrit olması lazım.

A doboz olyan nehéz volt, hogy Tomnak segítenie kellett Marinak azt hazacipelni.

Kutu o kadar ağırdı ki Tom Mary'nin onu eve götürmesine yardım etmek zorunda kaldı.