Translation of "öregek" in Turkish

Túl öregek vagyunk.

Çok yaşlıyız.

- Ők öregek.
- Ők idősek.

Onlar yaşlı.

Ehhez már öregek vagyunk.

Bunun için fazla yaşlıyız.

Az öregek gyakran beszélnek saját magukról.

Yaşlı insanlar genellikle kendileriyle konuşurlar.

Az anyósom egy öregek otthonában él.

Kaynanam bir huzurevinde yaşıyor.

Régen telente korcsolyáztunk, de most már túl öregek vagyunk.

Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

A suszter szerint a cipők olyan öregek, hogy már nem lehet őket megjavítani.

Kunduracı ayakkabıların tamir etmek için çok eski olduğunu söyledi.